Cafer Komada

Cafer komadadır. Yanında ise karısı. Cafer’in gözleri nemli, kısık sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya başlar:
– “İlk işten kovulduğum zaman yanımda idin. İflas ettiğim gün oradaydın. Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm. Trafik kazası geçirdiğimde hastanede hep başucumdaydın…

Karısı takdir edilmenin mutluluğunda tabi.
– “Şimdi komadayım yine başucumdasın. Sonunda anladım ama, çok geç oldu; yahu sen ne uğursuz karısın”

Cafer Komada

Cem Yılmaz’ın çocukluk anıları

Ben cocukken cok salaktim. Edip Akbayram’in ismini Edi zannederdim. Yani o, benim icin “Edi Pakbayram”di.Ablama, “Nasil olup da koca bir gunu canin sikilmadan evde oturarak geciriyorsun?” demistim. “Buyuyunceinsanin cani sokakta oynamak istemez ki” cevabini vermisti. Uzunca bir sure buyuyup buyumedigimi anlamak icin kendime, “Canin sokakta oynamayi istiyor mu?” diye sormustum.

Sabahlari kalktigimda aklimin hala yerinde olup olmadigini anlamak icin 2+2, 3+4 gibi toplama islemleri yapardim. Sonuclar dogru olunca da cok sevinirdim.

Devamını oku…

İshak Alaton dan güzel bir yazı

İster genç olun, ister yaşlı, yaşınızla barışık değilseniz ihtiyarsınız demektir. Çok genç ölen yaşlılar olduğu gibi  ihtiyar doğanlar da vardır. Üniversitelerimizde yaptığım söyleşilerde bana en çok para hakkında soru sorulur.
Herhalde is adamı olduğum için.

Ben, “paranın iki kişiliği vardır” derim.
Birincisi para bir değiş tokuş aracıdır.

Para verip  yiyecek, giyecek, ev, bark, hatta sağlık satın   alabilirsiniz.
İkincisi ile gelecek korkusunu yenersiniz.
“Yaslılığımda  çaresiz, muhtaç, perişan kalmam çünkü kötü gün  paramı bir kenara ayırdım” dersiniz.

Ama para ötesi, para-üstü bir konu daha vardır bunu parayla  satın alamazsınız.
Bunun adı zevk ve keyiftir.

Devamını oku…