İshak Alaton dan güzel bir yazı

İster genç olun, ister yaşlı, yaşınızla barışık değilseniz ihtiyarsınız demektir. Çok genç ölen yaşlılar olduğu gibi  ihtiyar doğanlar da vardır. Üniversitelerimizde yaptığım söyleşilerde bana en çok para hakkında soru sorulur.
Herhalde is adamı olduğum için.

Ben, “paranın iki kişiliği vardır” derim.
Birincisi para bir değiş tokuş aracıdır.

Para verip  yiyecek, giyecek, ev, bark, hatta sağlık satın   alabilirsiniz.
İkincisi ile gelecek korkusunu yenersiniz.
“Yaslılığımda  çaresiz, muhtaç, perişan kalmam çünkü kötü gün  paramı bir kenara ayırdım” dersiniz.

Ama para ötesi, para-üstü bir konu daha vardır bunu parayla  satın alamazsınız.
Bunun adı zevk ve keyiftir.

Zevk almak, keyif duymak ancak  KÜLTÜR ile mümkündür.
Resimden zevk almak için sergiler bedava, müzik, kaset ve diskler üç otuz  para.

Ayrıca konserler de pahalı değil.
Tiyatrolar hamburger   fiyatına…
Ask ve sevgi zaten bedelsizdir.
Günesin batışından, denizin  hışırtısından ya da bir satranç  oyunundan zevk alabiliyorsanız kalenizle  bedavaya şah çekebilirsiniz.
Güneşi kaç paraya batırabilirsiniz?
Denizi hışırdatmanın fiyatı nedir?

Yaşlılığınız için biriktireceğiniz kötü gün parası kadar belki ondan da önemli olan bu zevkler ve mutluluklardır.

Bunlara sahip olmak ancak kültürle mümkündür.
Para kazanmaya  emek verdiğiniz kadar kültür edinmeye de emek verin.

Yaşlılar ölüme daha yakın derler.

Ama ölüm nüfus kâğıdı sormuyor.

Şimdiki tutkulu projem, bir ceviz ormanı yetiştirmektir.

Fidanları dikmeye başladım bile.

Ceviz fidanı 8 yıl sonra ağaç olup ceviz verirmiş.
Şimdi 76 yasındayım.

Yani 84 yasımda ceviz kıracağım.
Bu kez kendi cevizlerimi…

İshak Alaton

Yorum yapın