Blog yazarlarıyla röportaj: Bahsettin Abi

Blog yazarlarıyla yaptığımız röportajlar serisi devam ederken günün konuğu Bahsettin Abi. Bahsettin Abi, 1950 yılında eniştesinin babasına “Senin üçüncü çocuk da kız olacak kesin!” demesi üzerine Mersin’de doğmuş. Kendi deyimiyle “hayata bir bahsi kazanarak” gelmiş. Tam bir bahis fanatiği, hayatı bahis :))

Her neyse, sözü fazla uzatmadan yaptığımız röportaja geçelim isterseniz.

Hoş geldiniz, röportaj isteğimizi geri çevirmeyip kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

Ben de kuzu çevirmeyip sadece meze yemeyi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim çocuklar. Rakınıza buz ister misiniz?

Bahsettin Abi biz alkole karşıyız abi. Neyse abi öncelikle kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Yani bilişim dünyasının dışındaki sizi tanımak istiyoruz. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misin?

Şimdi gençler ben aslında ilimden anlamam. Yani sizin dediğiniz gibi ben o dünyanın içinde bir kimse değilim. Biligisayarı sevmem, seveni de sevmem…

Şaka şaka. Bilgisayarı sevmem amma, seveni severim. Ahahaha. Sizi sevmeyen ölsün çocuklar. Okumuş etmiş, memleketimizin medar-ı iftiharı gençlersiniz maşallah. Fakat dediğim üzre, benim hayatımın büyük kısmında bu mevzular ile alakam olmadı. Daha ziyade başka pozitif bilimlerle ilgilendim, yani pilaki yapımı, karides şiş gibi… Alkolün eksi 114 derecede donduğunu bilirim sadece.

Saol abi. Abi bilgisayarla ilk olarak nasıl tanıştın? İlk kullanım zamanlarınızda en çok ne yaparak vakit geçirirdin?

Şimdi güzelim benim aslında bu bilgisayar cihazı ile pek alakam yoktu. İnternetle tanışmam, Posta gazetesinin verdiği bulmaca eki sayesinde oldu. İlk başlarda güzel güzel dolduruyordum kutuları, sonra baktım olacak gibi değil, saçma sapan şeyler sormaya başladılar. Biliyorum soruları internetten buluyorlar, o zaman dedim, cevaplar da oradadır.

Bulmacakoliksin yani abi. Bulmaca sorularına cevap aramaktan başka blog yazmaya başlamadan önceki internet yaşamınızdan bahsedebilir misin ?

Blog yazmaya başlamadan evvel İddaa yoktu, o yüzden ecnebi sitelerinde bahis oynamak hoşuma giderdi. Bunun dışında büyükkeyif.com sitesinde tanıştığım arkadaşlar ile muhabbet ortamlarına girmek, Yunan gavurunun mutfağı olsun, Lübnan yemekleri olsun öğrenmek ve yeni mezelere yelken açıp ufkumu genişletmek için kullanıyordum interneti. Çünkü ufkun ne kadar genişse, güneşin o kadar geç batar. Güzel atasözü oldu bu, durun not alayım.

Blog yazma fikri nasıl ortaya çıktı, bulmaca çözerken mi, yemek yerken mi ? ahahaa

Gündüzleri benim yaşımdaki insanlar için en büyük hareket, bankaya gidip fatura yatırmaktır. Fekat internet hayatımıza girince faturalar oradan ödenir oldu, yani bana yapacak birşey kalmadı. Oldum olası kahvelerde oturmayı da sevmem. Evde boş boş durunca da hanımla kavga ederiz, bu yüzden bir uğraş edinmem gerekiyordu, ben de bunu buldum.



Eheuheuhe. Blogunuza verdiğin isim nereden geliyor? Bize biraz blogunuzdan bahsedebilir misin Bahsettin Abi?

Bloguma verdiğim isim dedemden geliyor. Bildiğiniz gibi memleketimizde çocuklara dedenin isminin verilmesi gibi abes bir adet var. Gerçi birçok memlekette var. Neyse, dedemin ismini bana koymuşlar, ben de bloga koydum.

Bloguna ne kadar vakit ayırıyorsun? Bunu yeterli görüyor musun?

Tamamiyle İddaa programına göre değişiyor gulüm. Program yoğun ve takımlar afilliyse analiz etmek daha bir vakit alıyor. Program kısır ise ben de kısıra veriyorum bünyeyi, siteyle uğraşmıyorum.

Bahsettin Abi blogunu incelediğimizde gerçekten özgün bir içeriğe sahip paylaşımcı bir blog olduğunu görüyoruz. Belirli bir çizgin var, bu konuda bir şeyler söylemek ister misin?

Tabii belli bir yaştan sonra belirli birçok çizginiz oluyor, ben bunları yok etmek için uzunca bir müddet kırışıklık önleyici kremler kullandım ve bakımımı eksik etmedim. Bir tane belirli çizgim kaldı, artık o kadar olacak tabii.

Ahahahaa. Blog yazmak için kendini zorunlu hissettiğin oluyor mu? Yoksa hala ilk günlerdeki gibi eğlenceli bir uğraş olarak mı görüyorsun?

Valla o günkü havaya göre değişiyor. Kafama göre, çoğu zaman severek yazıyorum, amma artık sitemizin müdavimi birçok kullanıcı var. Onlara karşı bir sorumluluk hissediyorum. Bu yüzden zaman zaman kendimi zorladığım da oluyor.

Abi blogun dışında başka zaman harcadığın projelerin var mı ?

Zaman bulursam aya gitmek istiyorum. Yıllardır mehtaba çıkarız, bir kez gerçekten çıkmak istiyorum.

Eki eki eki…Türkçe içerikli bloglarla yabancı dillerdeki bloglar arasında sizce farklılıklar var mı? Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?

Bakın gençler, bir lisan bir insan. Bunu böyle bilin.

Peki abi, biliriz. Abi bloglar özellikle son dönemde yüksek okuyucu sayılarına ulaştılar. Bloglar medyaya alternatif olabilir mi? Medya gibi gündem oluşturacak güce sahip olabilirler mi?

Bloglar medyaya alternatif olur mu? Valla eşkiya dünyaya hükümdar olur mu? Hiç sevenle eleven bir olur mu? Olmaz. Vallahi de olmaz billahi de olmaz.

Eminim bir çok blog yazarını takip ediyorsun Bahsettin Abi ama şu an aklına gelen takip ettiğiniz bloglar hangileri?

Daha ziyade memleket meseleleri ile alakalı kişisel sitelere rastladıkça favorilere eklerim. Gençken de favorilerim uzundu zaten. Bizim zamanımızda çok modaydı. Neyse. Evet, genelde blogger gibi, blogspot gibi sitelere giriyorum ve Allah ne verdiyse okuyorum. Daha çok İspanyolca denk geliyor, ne çok İspanyolca konuşan varmış yahu. Ama İspanyol dünyaya hükümdar olur mu? Olmaz. Bu arada İspanyol paça da çok modaydı eskiden.

Evet abi, buz mavisi kot ve geniş ispanyol paça kotlar… Bahsettin Abi son olarak blog hayatına henüz başlamamış yada yeni yeni yazmaya başlayan yada yazan ama istediği okuyucu kitlesini bir türlü elde edemeyen blog yazarlarına/adaylarına tavsiyelerin nelerdir?

Vallahi gönül ister ki herkes istediği okuyucu kitlesini elde etsin. Misal, ben şahsen İsveç’te yaşayan 23-25 yaş hanım kızlarımızdan oluşan bir okuyucu kitlesini elde etmek isterim, ama her zaman o kadar istediği olmuyor insanın. Şaka şaka. Ben sitemdeki gençlerimizden ve dönen muhabbetlerden pek mesudum doğrusu. Ama internet konusunda tavsiye mavsiye işe yaramaz. Bugün düşünüp tartma zamanı değildir, deneyip yanılma zamanıdır. Şansını deneyeceksin bu alemde. Adım atarken önüne kırk saat bakmayacaksın.

Verdiğin cevaplar için çok teşekkür ederek, röportajımızın sonuna geldiğimizi üzülerek de olsa söylemek zorundayım. Gerçekten çok güzel bir sohbet oldu. Başarılarınızın devamını diliyorum.

Ben teşekkür ederim. Ama bak mezeler olduğu gibi duruyor önünde. Hadi bakayım?

Bahsettin Abi bloguna  http://www.bahsettinabi.com/ adresinden erişebilirsiniz.

Yorum yapın