Blog yazarlarıyla röportaj: Hakkı Ceylan

Blog yazarlarıyla yaptığımız röportajlar serisi devam ediyor. Konuğumuz bir çok blog yazarının yakından tanıdığı bir isim Hakkı Ceylan.

Tüm içtenliği ile sorularımıza yanıtlar veren Ceylan’ la yaptığımız röportajda özellikle yeni blog yazarı adaylarına verdiği mesajlara dikkat çekmek istiyorum. Kendisi farkında olmasa da Hakkı Ceylan bizim sitemizin de gellişmesine katkıda bulunmuştur, tekrar teşekkürler…

Ceylan’ ı 2008 blog ödülleri Kültür Sanat kategorisinde aldığı 3. lük için de tebrik ediyoruz.

Sıkılmadan, keyifle okuyacağınız bu eğlenceli sohbetimize geçelim isterseniz.

Hoş geldiniz Hakkı Bey, röportaj isteğimizi geri çevirmeyip kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

Rica ederim, benim için zevk.

Öncelikle kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Yani bilişim dünyasının dışındaki sizi tanımak istiyoruz. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Bilişim dünyası dışında en fazla zaman ayırdığım uğraşım fotoğraf. Her haftasonunu, ekstra olarak tatil günlerini ve izinlerimi fotoğraf çekmek için gezerek değerlendiriyorum. Eşim ve arkadaşlarımla ufak ve bazen de büyük turlara katılıyoruz veya kendimiz düzenliyoruz.

Fotoğrafla ilgili sergi, toplantı vb. her türlü etkinliğe katılmaya çalışıyorum. Ekipmanları ve yeni teknolojileri devamlı takip ediyorum. Sinema ile ilgim eskisi kadar olmasa da devam ediyor ve haftada en az üç film izlerim, dizilerden takip ettiklerim var.

Belgesel izlemeye bayılırım NG yi takip ederim, BBC nin belgesellerine bayılıyorum. Biraz da okumaya çalışıyorum, eskisi kadar olmasa da. Uyuyarak geçirdiğim zamana acıyorum, çok az zaman ve yapacak çok şey var gibi geliyor. Okuduklarım genellikle eski öğretiler, antropoloji ve insan ve gelişimi üzerine yazılmış diğer kitaplar.

Öyleyse baya dolu dolu bir hayatınız var, bu arada fotoğraf çekmeyi bende çok seviyorum. Peki bilgisayarla ilk olarak nasıl tanıştınız? İlk kullanım zamanlarınızda en çok ne yaparak vakit geçirirdiniz?

PC ler henüz piyasada yokken Commodore 64 zamanında Vestel de bir ürün çıkartmıştı Goldstar ismiyle, üzerinde MSX Basic yüklü olarak geliyordu. Babam bir gün süpriz yaparak bana “haydi, sana bilgisayar almaya gidelim” demişti. İlk o zaman tanıştım, 86-87 li yıllardı sanırım. Genelikle program yazarak geçirmeye başlamıştım zamanımı az da olsa oyun oynardım.

Sadece oyun amaçlı atarilerden sonra bende Com 64′ le tanışmıştım, sonra Amiga … Peki blog yazmaya başlamadan önceki internet yaşamınızdan bahsedebilir misiniz ?

Interneti daha çok ürün incelemeleri, yeni teknolojiler, ürünler hakkında yorumları okumak için, ayrıca programlarla yaşanılan sorunlara çözüm bulmak için kullanıyordum. Blogdan önce forumlarda daha çok zaman harcardık. Html ile tanıştığım ilk yıllarda kendi adıma bir domain alarak tasarım yapmaya başlamıştım ve kendi sitemde fotoğraflarımı paylaşıyordum.

Blog yazma fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl başladınız?

Blog yazma fikri aslında” izlediğim filmler hakkında bana sorulan sorulara tek tek cevap vermektense bu yorumlarımı bir yerde toplasam mı acaba” diye düşünürken ortaya çıktı. Bir süre blogspot kullandım. Sonra sadece film yorumlarımı barındırması için özel bir alanadı satın aldım, azpismis.com ve wordpresse geçtim, buraya Az Pişmiş Blogu kurdum. hakkiceylan.com’da da sadece kişisel ve tasarımla ilgili yazıları bıraktım. Aradan bir sene daha geçince hakkiceylan.com da wordpress ile ilgili çok yazı birikti ve neredeyse bir yardım sitesi haline dönüştü. Bundan kurtarabilmek için bende başka bir alanaadı satın aldım, planetwp.com, buraya Planet WordPress Blogunu kurdum ve tüm wordpress yazılarını buraya taşıdım. Şimdi kişisel sitemde fotoğraflarımı ve yazılarımı daha rahat paylaşabiliyorum. Aynı zamanda Azpişmiş ve Planet WordPress Bloglarını da yürütmeye çalışıyorum.

Sitemizde bulunan yazar linklerini planetwp sitenizden öğrenmiştim. :)) Tekrar çok teşekkürler… Bloglarınıza verdiğiniz isim nereden geliyor?

Sinema ile ilgili olan Az Pişmiş; pişmek olgunlaşmak anlamında kullanılan bir kelime, ben kendimi daha olgunlaşmamış olarak görüyorum ve yazılarımı da ona göre yazıyorum.

Diğerlerinin özel bir anlamı yok, isimlerinde olduğu gibi.

Blogunuza ne kadar vakit ayırıyorsunuz? Bunu yeterli görüyor musunuz?

Özel olarak şu kadar saat ayırayım şeklinde hiç düşünmedim. Ama yazmak istediğim bir yazı için saatlerimi harcadığım oluyor. Bazen de geldiği gibi yazıyorum onbeş yirmi dakikada hazır oluyor.



Blogunuzu incelediğimizde gerçekten özgün bir içeriğe sahip paylaşımcı bir blog olduğunu görüyoruz. Belirli bir çizginiz var, bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?

Yazdığım yazılarda en önem verdiğim kriterlerden bir tanesi yazıların orjinal olması, diğeri ise siyaset, futbol, din gibi herkesin kendini uzman sandığı sosyal konulara girmeyişimdir.

Blog yazmak için kendinizi zorunlu hissettiğiniz oluyor mu? Yoksa hala ilk günlerdeki gibi eğlenceli bir uğraş olarak mı görüyorsunuz?

Kişisel blogumda hissetmiyorum ama bazen Planet WordPress te hissettiğim oluyor, çünkü sonuçta WordPress hakkında gelişmeleri takip ediyoruz ve bizden bu gelişmeleri aktarmamızı bekleyen kullanıcılar var.

Blogunuzun dışında başka zaman harcadığınız projeleriniz var mı ?

Daha önceden de bahsettiğim gibi asıl uğraşım fotoğraf ve tüm boş zamanımı buna ayırıyorum.

Türkçe içerikli bloglarla yabancı dillerdeki bloglar arasında sizce farklılıklar var mı? Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?

Çok ta farklılık yok, Türkçe topluluk blogları çok gelişmiş değil, önümüzde sadece bir iki örnek var.Kişisel olarak belki üretim anlamında da biraz eksik kaldığımız söylenebilir.

Bloglar özellikle son dönemde yüksek okuyucu sayılarına ulaştılar. Bloglar medyaya alternatif olabilir mi? Medya gibi gündem oluşturacak güce sahip olabilirler mi?

Olabileceklerini sanmıyorum. Şu anda halkı yöneten ve yönlendiren tek bir güç var o da TV. Ben TV izlemiyorum.

Eminim bir çok blog yazarını takip ediyorsunuz ama şu an aklınıza gelen takip ettiğiniz bloglar hangileri?

İlk aklıma gelenleri yazıyorum; SmashingMagazine, WordPressDevelopment, FatihTuran, GüneşimTamİçinde, HasanYalçın, Hafif, Bildirgeç, WebDesignerWall, WordPressTürkiye, Eburhan, SuniPeyk, AyyaşBlog, Yakuter, Dmry, Nahnu, FikirAtölyesi, Pilaki, Livetr, Pardonan, Webrazzi, BlogKazanı, BlogcuBlogu, Fazlamesai, SelçukHoca, CSSGlobe ve daha bir sürü…

Son olarak blog hayatına henüz başlamamış yada yeni yeni yazmaya başlayan yada yazan ama istediği okuyucu kitlesini bir türlü elde edemeyen blog yazarlarına/adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?

Blog yazmayı da diğer tüm uğraşlar gibi amatör ve profesyonel olarak ikiye ayırabiliriz. Amatörce yapılan blog yazarlığı kişiyi manevi olarak tatmin eder, fazla hırsı ve rayting kaygısı yoktur. Bu işten para kazanmaz, bu iş için para harcar. Orjinal işler çıkartır, beklemediği yorumlara ve beklemediği okuyuculara kavuşabilir.

Blog yazma işini profesyonel olarak yapmak bu işten para kazanmak demek, bunun için okuyucuya oynamak demek aynı zamanda. Belirlenen hedef kitlere mesaj vermek demek belki, rayting kaygısı taşımak ve sistemi bunun için devamlı optimize etmek demek. Blog yazarı ilk başta bir karar vermeli amatör mü yoksa profesyonel mi olacak.. Çok ender de olsa amatör olarak başladığınız bir işte profesyonelliğe geçiş yapabilirsiniz.

Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederek, röportajımızın sonuna geldiğimizi üzülerek de olsa söylemek zorundayım. Gerçekten çok güzel bir sohbet oldu. Başarılarınızın devamını diliyorum.

Ben teşekkür ederim. Sizlere de başarılar.

Hakkı Ceylan kişisel bloguna http://www.hakkiceylan.com/ adresinden erişebilirsiniz.

Yorum yapın

Blog yazarlarıyla röportaj: Hakkı Ceylan” üzerine 5 yorum