Blog yazarlarıyla röportaj: omerenis

Blog yazarlarıyla yaptığımız röportajlar serisi devam ediyor. Konuğumuz ise 2008 blog ödüllerinde Kişisel Kategori de 3. olan Ömer Enis Şen.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı bölümünde okuyan Şen, tuşlarına basmaya korktuğu bilgisayarı şimdi çok rahat kullanıyor.

Her neyse, sözü fazla uzatmadan yaptığımız röportaja geçelim isterseniz.

Hoş geldiniz, röportaj isteğimizi geri çevirmeyip kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

Görüşlerime önem verdiğiniz için ben teşekkür ederim.

Estağfirullah. Öncelikle kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Yani bilişim dünyasının dışındaki sizi tanımak istiyoruz. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

İstanbul Ticaret Üniversitesi İkinci Öğretimde Bilgisayar Programcılığı okuyan bir vatandaşım. Bilişim dışında sen derseniz duygusal, gezmeyi okumayı seven biri diyebiliriz.

Bilgisayarla ilk olarak nasıl tanıştınız? İlk kullanım zamanlarınızda en çok ne yaparak vakit geçirirdiniz?

İlk olarak dayımın ofisinde tanıştım. Tuşlarına basmaya korktuğum bir aletti. Kullanmaya, eve aldıktan sonra başladım. İlk zamanlar age of empires ve araba oyunları oynasamda interneti keşfetmemle herşey bir kenara itildi.

Age of Empires benimde en çok sevdiğim oyunlardan biri. Peki bize biraz Blog yazmaya başlamadan önceki internet yaşamınızdan bahsedebilir misiniz ?

Cehennem.com vardı. Efsane site 🙂 Ondan önce ilk üyeliğimi bayırda karın üstünde kaymaya çıkmadan hemen önce antoloji.com’a üye olarak başlatmıştım. Hep araştırırdım. Web sitesi nasıl yapılır nasıl çizilir. Sürekli okurdum. Sonra zoque.net’e denk geldim. Ondan sonra forumdaki kişilerin imzalarına takılarak bu işe sarıldım.

Blog yazma fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl başladınız?

Bir önceki sorudada söylediğim gibi. Forum üyeleri blog yazıyordu. Bende deniyeyim dedim. omerenis.blogcu.com’u aldım. Orada burada gördüğüm internet sitelerini yazmaya başladım. Nedense internete ilk girdiğimden beri siteleri toplamayı istemişim.

Blogunuza ne kadar vakit ayırıyorsunuz? Bunu yeterli görüyor musunuz?

Hiç hesaplamadım. Yeterli herhalde..

Blogunuzu incelediğimizde gerçekten özgün bir içeriğe sahip paylaşımcı bir blog olduğunu görüyoruz. Belirli bir çizginiz var, bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?

Benim internet terbiyem cehennem.com ve zoque.net’den geliyor. Her iki forumda da özgün bilgi paylaşımı ilk kuraldı. Yaptığın en ufak bir yanlışın bedelini ağır ödediğin platformlardır. İyi ki onlara rastlamışım. Yoksa bende birçok acemi gibi hata yapabilirdim. Çizgi konusuna gelince kişisellikten gelen açık sözlü bir duruşum vardır.

Kadınlara hariç tüm varlıklara karşı dürüst olunursa çok şey kazanabilineceğini düşünüyorum 🙂

:))) Blog yazmak için kendinizi zorunlu hissettiğiniz oluyor mu? Yoksa hala ilk günlerdeki gibi eğlenceli bir uğraş olarak mı görüyorsunuz?

Bizim çinli(cingunlugu.com) ve eminimsi(eminimsi.com) blog alemine girmeden önce böyle bir zorunluluk hissetmiyordum. Haftada bir defa bazen hiç yazmazdım. Lakin onlar beni sürekli yazmam için zorluyorlar. Yani son zamanlarda sıklaştı benim yazılarım. Kişisel bloğuma açıkçası onlardan önce bu kadar zaman ayırmıyordum.

Bunların dışında başka zaman harcadığınız projeleriniz var mı ?

Tavsiyeettim.com

Türkçe içerikli bloglarla yabancı dillerdeki bloglar arasında sizce farklılıklar var mı? Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?

Bence bir fark yok. Çünkü sadece Türkçe okuyabiliyorum 🙂



:)) Bloglar özellikle son dönemde yüksek okuyucu sayılarına ulaştılar. Bloglar medyaya alternatif olabilir mi? Medya gibi gündem oluşturacak güce sahip olabilirler mi?

Henüz değil. Son gelişmelerle beraber bloglar maalesef bir denklemde sıkışıp kalıyorlar. Bloglar medyaya alternatif olabilir mi? Zor bir soru. Medya hazır bir platform. Mezun olan gidiyor işini kapıyor. Blog hazır bir mecra değil. Yeni yeni oluşuyor. Bence oluşumunu tamamlayamadan da bitecek. Bugün iphone çıkıyor bir bakıyorsunuz 500 blogdan 490’ı bu haberi yazmış. Bence bu bile bile ladestir. Blog benim evim. Ziyarete gelenleri tek tek ağırladığım bir yer. Bir apartmanda herkeste fırın vardır ama hepsi arçelik değildir.

Ben video ve görsele güveniyorum. Bu millet ancak tecavüz haberini baştan sona kadar okuyabiliyor.

Diğer taraftan okulda blog eğitimi verilir öğrenci teşvik edilirse birçok şey değişebilir.

Evet eğitim gerçteken süper olur. Eminim bir çok blog yazarını takip ediyorsunuz ama şu an aklınıza gelen takip ettiğiniz bloglar hangileri?

Açıkçası rss takipçisi biri olarak pek blog yazarı tanımıyorum. Ancak toplantılarda yüzyüze görüştüğüm insanların ve onların verdiği linklerden yola çıkarak ziyaret ettiğim hatırladığım bloglar var. Bunlar kimler derseniz çok uzun sürer 🙂

Son olarak blog hayatına henüz başlamamış yada yeni yeni yazmaya başlayan yada yazan ama istediği okuyucu kitlesini bir türlü elde edemeyen blog yazarlarına/adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?

Blog hayatına henüz başlamamış birine hiç başlama derim. Okumak yorum yapmak daha güzel. İllada başlıyacağım bende yetenek var derse birkaç telkinde bulunabilirim.

Kendine orijinal bir isim bulsun. (kendi ismini kullanmıyacaksa)

Dostlarına yazdırsın.

Sosyal ağlardaki arkadaşlarına yazdırsın.

Toplantılara katılsın.

İstediği okuyucu kitlesine ulaşamamak kötü bir duygu. Yılmamak gerek. İstediği okuyucu kitlesi sayı bakımından ise kafaya takılacak pek birşey yok. Zaten ipini koparan wolkanca olmak istiyor. Gökhanca Mehmetçeler türedi. Bazen diyorum Wolkanca mı üretiyor bunları 🙂

Okunma meselesini kafaya takmamak lazım. Bloğumda bana en güzel duygu hissettiren geçmişe gidip vay beee neler yazmışım dedirtmesidir.

Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederek, röportajımızın sonuna geldiğimizi üzülerek de olsa söylemek zorundayım. Gerçekten çok güzel bir sohbet oldu. Başarılarınızın devamını diliyorum.

Ben teşekkür ederim. Umarım faydalı olmuşumdur. Saygı ile..

Ömer Eniş’ in günlüğüne http://omerenis.wordpress.com/ adresinden erişebilirsiniz.

Yorum yapın