Teknolaps Blog Röportajı

Blog yazarları ile röportaj serimiz kaldığımız yerden devam ediyor. Yeni röportajımız “Teknoloji Haberleri” sloganı ile yayın yapan ve http://teknolaps.blogspot.com adresinde yayınlanan blogun yazarı ile. Bu keyifli röportajı bir solukta okuyacağınıza eminim.

Hoş geldiniz, röportaj isteğimizi geri çevirmeyip kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

Rica ederim. Sizlerle röportaj yapmak benim için zevk ve gurur.

Öncelikle kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Yani bilişim dünyasının dışındaki sizi tanımak istiyoruz. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Şu anda lise öğrenimimi devam ettirmekteyim. Düzenli bir yaşam sürdürüyorum yani her şeyim planlı diyebilirim. Genelde okul ev arasında her gün gidip gelen mazlum bir öğrenciyi canlandırıyorum. Ama bunların dışında da bir yaşamım ve bir dünyam var o tabi kuşkusuz internet.

Bilgisayarla ilk olarak nasıl tanıştınız? İlk kullanım zamanlarınızda en çok ne yaparak vakit geçirirdiniz?

Her şey 6 sene önce başlamıştı ama tabi onun öncesi de vardı. 6 sene önce ilk bilgisayarım oldu. Onun öncesinde de bilgisayar kullanmışlığım ve bozmuşluğum vardı tabi. Bilgisayar kullanmaya başladığım günden bu yana yaşıtlarım oyun oynarken ben hep bir şey yapmak için uğraş peşindeydim. Çeşitli programları da bu sayede kendim öğrenebildim. İlk o yaşlarda internet siteleri açmaya başladım ama tabi çok amatördük. Ve zaman sonra da geliştik, değiştik, büyüdük ve artık belli bir seviyeye geldik.

Blog yazma fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl başladınız?

ilk olarak 2 sene önce blog yazmaya başladım. Onun öncesinde forum, portal gibi internet siteleriyle uğraşıyorum ve zaman sonra artık anladım ki o işler bana göre değil ve kendimi bir anda klavye başında blog yazmada buldum. Ve şu an iyi ki blog yazıyorum diyorum. Çünkü blog yazarak içimdekileri dışa vurabiliyor. Hiç kimsenin baskısı altında kalmadan istediğim konulara değinebiliyorum. Ve daha önemlisi de bu işten mutluluk duyuyorum.

Blogunuza verdiğiniz isim ve slogan nereden geliyor? Bize biraz blogunuzdan bahsedebilir misiniz?

Normal yaşamımda da herhangi bir şeye isim vermekte hiç zorluk çekmem ve bu özelliğimi de internetteki yaşamıma yansıttım ki blogumada verdiğim isimi bulmakta pek zorluk çekmedim.

Blogunuza ne kadar vakit ayırıyorsunuz? Bunu yeterli görüyor musunuz?

Şu an için gerçekten bloguma epeyce bir vakit ayırıyorum ve bunun yeterli olduğuna da inanıyorum aşağı yukarı 5-6 saatlik bir vakitten bahsediyorum. Ama ileriki zamanlarda bloguma bu kadar vakit ayırabilirmiyim bilemiyorum.

Blogunuzu incelediğimizde gerçekten özgün bir içeriğe sahip paylaşımcı bir blog olduğunu görüyoruz. Blogunuzu diğer bloglardan farklı kılan özellikler nelerdir?

Başta blog yazarken ortaya benliğimi koyuyorum ve teknoloji ile internet aşkı da bunu pekiştiriyor. Ve blogumda her zaman kullanıcıya bilgiyi doğru ve zamanında verme çabası da gösteriyorum. Bunlara bağlı olarak ta ortaya güzel bir iş çıkıyor işte buda benim blogumu diğerlerinden farklı kılıyor.

Blog yazmak için kendinizi zorunlu hissettiğiniz oluyor mu? Yoksa hala ilk günlerdeki gibi eğlenceli bir uğraş olarak mı görüyorsunuz?

Tabi ki de her şey eskisi gibi güzel gitmiyor artık gerçek anlamıyla blogcu olduğunuz zaman bazı zorluklarda önünüze engel oluyor işte buda bazen blog yazmada isteksizlikleri meydana getiriyor. Ama yinede ne olursa olsun blog yazmaktan vazgeçemiyorum.

Blogunuzun okuyucu sayısının artması yada azalması üretkenliğinizi olumlu/olumsuz etkiliyor mu?

Evet etkiliyor çünkü okuyucular benim bloguma burada ben varım diye girmiyor benim yazdıklarımı okumak için giriyor ve ben onların işine yarayacak veya onları bilgilendirecek makaleler yazmayınca ziyaretçi açısından büyük eksiklikler görüyorum. İşte buda insanın canını sıkıyor ve böyle olmaması için blogumda her zaman ziyaretçinin bir şeyler alabileceği haberler veya makaleler yazarak onları yani bir kitleyi kendimde tutmaya gayret gösteriyorum böylelikle de bloguma ziyaretçi çekmiş oluyorum.

Yani blogumda yazdığım makaleler okuyucunun üzerinde değişik etkiler yapabiliyor.

Blogunuzun dışında başka zaman harcadığınız projeleriniz var mı ?

Birçok proje ile uğraşmaktayım bu projeler bireysel ve kurumsal projeler olarak ayrılıyor. Ve genelde şu sıralar uğraştığım an zevk verici proje grafik tasarım oluyor.

Türkçe içerikli bloglarla yabancı dillerdeki bloglar arasında sizce farklılıklar var mı? Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?

Türk blogculuğun başında gerçekten çok büyük ve çözülmesi gereken bir sorun var. İşte bu sorunda (Ç)alıntı haber. Herhangi bir blogda yayınlanan herhangi bir makale hemen, hemen birçok blog da yayınlanıyor buda hem Türk blogculuğunun üretim kalitesini azaltıyor hem de yazma şevkini kırıyor. Ama yabancı içerikli bloglara batığımız zaman onlarda ki üretim kalitesi gözümüze çarpan ilk özellik oluyor. Evet, onlarda da (Ç)alıntı usulü makaleler yer alabilir ama bizdekiler kadar değildir. İşte buda onları iyi yapıyor.

Bloglar özellikle son dönemde yüksek okuyucu sayılarına ulaştılar. Bloglar medyaya alternatif olabilir mi? Medya gibi gündem oluşturacak güce sahip olabilirler mi?

Bloglar artık kendini aşarak büyük bir güce sahip olmaya başladılar. Buna bağlı olarak ta çok büyük okuyucu kitlelilerini kendilerine çektiler. İşte bu yüzden de çoğu gündem, bloglardan çıkma olabiliyor. Çünkü okuyuclar arttıkça blog kaliteside artıyor. Bu yüzden de medya bile haber kaynaklarını bloglara çevirebiliyor. Birde bloglar her an güncellenen kaynaklar oluyor bu yüzden de dünya da olup biten haberler anında blog medyasını yayılıyor. İşte bu durumda blogcuların gerçekten bir medya gücüne sahip olduğunu gösteriyor.

Eminim bir çok blog yazarını takip ediyorsunuz ama şu an aklınıza gelen takip ettiğiniz bloglar hangileri?

Evet birçok blogların takipcisiyim ama gerçekten aralarında en başarılı bulduğum ve takip ettiğim blog; Blog Wolkanca ve sonrasında bilindik bloglar; blogcan, yakuter, veteknoloji, pocketpc gibi blog siteleri geliyor.

Bir gün birileri çıkıp blogunuzu yüksek bir fiyatla satın alınmak isterse, tepkiniz ne olur?

Hani insanın hayatında en değerli varlıkları olur ya. Hani dünyaya değişmem derler ya işe benim bloguma böyle.

Son olarak blog hayatına henüz başlamamış yada yeni yeni yazmaya başlayan yada yazan ama istediği okuyucu kitlesini bir türlü elde edemeyen blog yazarlarına/adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?

Başta gerçekten blog yazmayı seviyorlarsa bu işe devam etsinler. Eğer sadece gelir elde etmek için yazıyorlarsa. O zaman onlara blogculukta hayır gelmez. Blog yazmak her zaman doğruları söylemektir. Doğruları yazarsanız, zamanında yazarsanız ve (Ç)alıntı yapmazsanız. İşte o zaman istediğiniz yere gelirsiniz.

Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederek, röportajımızın sonuna geldiğimizi üzülerek de olsa söylemek zorundayım. Gerçekten çok güzel bir sohbet oldu. Başarılarınızın devamını diliyorum.

Görüşümü önemseyip bu röportajı yaptığınız için Asıl bizler sizlere teşekkür ederiz.

Teknolaps blogunu siz de ziyaret edin

Yorum yapın