Sibel Kaymakcan ile Benim Sanal Dünyam Röportajı

Blog yazarları ile yaptığımız röportajlar serimiz Sibel Kaymakcan’ a ait Beni Sanal Dünyam blogu ile devam ediyor. İşte bu keyifli röportaj sizlerle:

Hoş geldiniz, röportaj isteğimizi geri çevirmeyip kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

Hoşbulduk efem. Asıl beni röportaja layık gördüğünüz için ben teşekkür ederim..

Öncelikle kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Yani bilişim dünyasının dışındaki sizi tanımak istiyoruz. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

76 izmir doğumluyum. Yaklaşık olarak 10 yıldır Bodrumda yaşamaktayım. Buraya tatil amaçlı gelip geri dönemeyenlerdenim:) 3 yıla aşkın bir süredir yabancı bir firma olan emlak sektöründe çalışmaktayım. Zevklerim arasında ilk olarak müzik yeralır daha sonrasında onu dans takip eder. Dans etmek tutkudur benim için ve sanata da çok önem veririm. Yaratıcı bir kişiliğim vardır. Resimlede yakınen ilgilenirim. Tasarlamak ve yaratmaktan adına olan herşeyden çok zevk alırım.

Bilgisayarla ilk olarak nasıl tanıştınız? İlk kullanım zamanlarınızda en çok ne yaparak vakit geçirirdiniz?

Bilgisayarla ilk tanışmam liseyi bitir bitirmez hemen iş hayatına atılmamla beraber ilk olarak muhasebe programlarını öğrenmekle başladı. Tabi iş hayatında gerekli olabilecek programları zaman içerisinde, kendi kendime öğrendim. Herhangi bir kursa gitmedim bilgisayarı çözmek için:) kurcalamak yeterli oldu benim için:). Genelde müzik sitelerinde dolaşarak, güncel haberleri takip ederek, sanat ve yaratıcılık gerektiren şeyleri kurcalayarak vakit geçiririm

Blog yazmaya başlamadan önceki internet yaşamınızdan bahsedebilir misiniz ?

blog yazmakda yeniyim zaten ama internet ortamında bilgisayarın başına geçtim geçeli boy gösteriyorum :)) önceleri bir internet cafede çalışıyor olmam biraz daha herşeye yatkın olmamı sağladı. İş dünyasında gerekli olan temel programları öğrenmek ilgimi çekti hep. Halada öyle! Grafik ve tasarıma da ilgi duyduğumdan bu tarz programların nasıl kullanıldığını kendi kendime yettiği kadarıyla öğrenmeye çalışdım. ve tabiki müzik araştırmaları hep öncelikliydi Haberleri de takip etmeyi severim.

Blog yazma fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl başladınız?

Çok enteresandır. Televizyonda bir yemek programı seyrediyordum. Mutfağa ve değişik tatlara merakımdan bu tarz programları seyrederim. Sanırım Home TV idi. Yabancı bir adam çok ilginç yemek tarifleri anlatıyordu ve kendi bloğundanda bahsediyordu. Bende sonrasında adrese girip inceledim. Bloğu çok hoşuma gitmişdi. Daha sonrada bende böyle bir sayfa hazırlayabilirim diye düşündüm ama tabiki yemek ve tarifler üzerine olmaktansa sanat ve güncel konular üzerine olmasını istedim ve yaptım. Yazmaya gelince; aslında küçüklüğümden beri hep bişiiler karalamışımdır günlüklerime.

Blogunuza verdiğiniz isim nereden geliyor? Bize biraz blogunuzdan bahsedebilir misiniz?

İnsanlar artık birçok şeyi sanal ortamda (internet ortamında) paylaşıyor. Bu sanal ortam gitgide insanların başka dünyaları olmuş durumda. Sanal dunyaları! Öyleki; sanal dünyada yaşamaya başlamışlar. Ve birçoğu malesef başka kişiliklere bürünüyorlar intenet ortamında. Başkaları oluveriyorlar. Tabi bu herkes için geçerli bir şey değil.. Bende bu düşünceden yola çıkarak “Benim Sanal Dünyam” ı oluşturmak istedim. Aslında benim derken herkesin sanal dünyası!

Bloğumda, insanların sanatdan tutunda güncel olaylara, toplumsal sorunlara değinen yazılara ve daha birçok değişik katogorilere yer verip, içeriğini geniş tutmak istedim.

Blogunuza ne kadar vakit ayırıyorsunuz? Bunu yeterli görüyor musunuz?

Cevabınız:. Aslında çok vakit harcayamıyorum. İnternete sadece işyerinde girebildiğim için iş haricindeki kalan zamanda yoğun olmadığım günlerde girebiliyorum. Eve internet ve bilgisayar sokma taraftarı da değilim çünkü; vaktimin çoğunu bir monitör karşısında olup diğer zevklerden mahrum kalmak istemiyorum Ayrıca herkes gibi hayatımda zaman ayrımam gereken insanlar olduğu için evde de internetin olması taraftarı değilim kendi açımdan. Fazlasınıda zararlı görüyorum.

Hernekadar internet ve bilgisayar bir iletişim aracı olsada fazlasında aslında tam bir iletişimsizlik sorunu yarattığını düşünenlerdenim:)

Blogunuzu incelediğimizde gerçekten özgün bir içeriğe sahip paylaşımcı bir blog olduğunu görüyoruz. Belirli bir çizginiz var, bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?

Ağırlıklı olarak daha öncedende bahsettiğim gibi sanat, tasarım ve sanat eserleri ne yer veriyorum. Ayrıca toplumsal olaylara haberlere de yer veriyorum. Aslında işin toplumsal boyutu daha ağır basıyor çünkü biraz kışkırtıcı ve anarşist bir ruhum var; sistem içindeki ve gerçek yaşamdaki bazı eksiler bazı haksızlıklar bazı yalanlar ve bana göre olan yanlışlar beni çok öfkelendiriryor. Ve bişeyleri değiştirme gücünüz olmadığı içinse yazarak bir şekilde tepkimi gösterme ihtiyacı duyuyorsunuz.

Blog yazmak için kendinizi zorunlu hissettiğiniz oluyor mu? Yoksa hala ilk günlerdeki gibi eğlenceli bir uğraş olarak mı görüyorsunuz?

Aslında bloğunu devamlı güncel ve hareketli tutmak gerekir blog dünyasında ama ben kendimi kasıp da yazma zorunluluğu hissetmiyorum. Aksi halde yazılarınız rahat içden ve samimi olmuyor. İllaki hergün bir şeyler yazıp ekleyim düşüncesiyle yola çıktığınız zaman yazılarınızın kalitesi düşebilir ve sürükleyici olmaz diye düşünüyorum. Bence hissettiğiniz ve verimli yazı yazabileceğiniz bir konunuz olduğuna inandığınız zaman yazmalı diye düşünüyorum. Ve eğer yazmak hoşunuza giden bir işse bloglamakdan hiçbir zaman sıkılmazsınız. Yani ilk günkü heyecanını hep korur.

Blogunuzun dışında başka zaman harcadığınız projeleriniz var mı ?

Uğraştığım bir web sitesi var. Reklam vermek gibi olmazsa “ www.punkyfunky-bodrum.tr.gg” bu web sitesi de tüm sanat dalları akımları,sanatçıların hayatları,tarzları,sanat eserleri yer alıyor. Ve en önemliside annemin yapmış olduğu tablolara ve takı tasarım ürünlerini sergiliyorum.

Türkçe içerikli bloglarla yabancı dillerdeki bloglar arasında sizce farklılıklar var mı? Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?

Yabancı blogları inceleme fırsatım olmadı ama aklımda muhakak inceleyeceğim. Zaten bir kaç tane yabancı okuyucumda var.

Muhakkaki farklılıklar vardır. Çünkü yaşam standartlarımız ve kültürlerimiz nasıl ki farklıysa ister istemez bu yazılara da yansır diye düşünüyorum.

Bloglar özellikle son dönemde yüksek okuyucu sayılarına ulaştılar. Bloglar medyaya alternatif olabilir mi? Medya gibi gündem oluşturacak güce sahip olabilirler mi?

Hayır sanmıyorum. Olsa bile çok zaman ve sponsor destek lazım bunun için.

Eminim birçok blog yazarını takip ediyorsunuz ama şu an aklınıza gelen takip ettiğiniz bloglar hangileri?

Belli bir takipe takılı kalmaktansa, çeşitli ve farklı blogçulara göz atmak insanlara daha çok getirisi ve artısı olduğunu düşünüyorum. Tabiki beğendiğim bloglar var herkes gibi ama hergün sayfalarına bakmıyorum acaba bugün ne yazmış? diye… Çünkü herzaman başka bir blog, insanlara başka başka fikirl ve bilgi verir.

Beğendiklerimin arasında; kültürmantarı, Ester’in kazanı, Kırmızı ağaçda mavi elma, La Dolce vita, Bir fikir ver, Böcek gibi daha birçoklarını sayabilirim

Son olarak blog hayatına henüz başlamamış yada yeni yeni yazmaya başlayan yada yazan ama istediği okuyucu kitlesini bir türlü elde edemeyen blog yazarlarına/adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?

Cevabınız:. Bir bloğu ilk açtığın zaman ki izlenim çok önemli. Önce göze hitap etmeli Eğer gözü yoran karmaşık ve renk uyumu olmayan bir blog açtığın zaman bir insanın o blogdaki yazıları okuma şansı düşebilir diye düşünüyorum. O yüzden önce göze hitap etmeli, yalın karmaşadan uzak, yazılarda samimi ve içden, kolay anlatım dilini tercih etmeliki okuyucu okurken zorlanmamalı…Ve illaki hergün bir yazı yazayım diye insan kendini zorlamamalı ki yazılarımız daha verimli olsun.

Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederek, röportajımızın sonuna geldiğimizi üzülerek de olsa söylemek zorundayım. Gerçekten çok güzel bir sohbet oldu. Başarılarınızın devamını diliyorum.

Evet..Sanal ortamın ilk sanal röportajını yapma zevkini bana tattırdığınız için teşekkürler. Blogçular için yapmakta olduğunuz faaliyetlerinizin de devamını dilerim. Başarılar..

Sibel Kaymakcan’ ın bloguna  benimsanaldunyam.blogcu.com adresinden erişebilirsiniz.

Yorum yapın

Sibel Kaymakcan ile Benim Sanal Dünyam Röportajı” üzerine 3 yorum

  1. çok guzel bır roportaj olmus blog yazımını tesvık eden ve yenı baslıyanlara onerıler verıyor ve tanıtım yapıyor.bunun devam etmesını ve bılgılendırılmek cok onemlı.cok hosuma gıttı cok faydalı acıklamalar var tesekkurler sevgıler