Blog yazarlarıyla röportaj: Bigumigu

Günün konuğu bigumigu blogunun yazarları Aygül Pembecioğlu ve Yalçın Pembecioğlu (settar). Reklam tasarım konulu bir blog olan bigumigu gerçekten eğlenceli bir blog.

Her zamanki gibi çok keyifli bir sohbet oldu sizlerinde sıkılmadan okuyacağınızı düşünüyorum.

Sözü fazla uzatmadan röportaja geçelim isterseniz.Hoş geldiniz, röportaj isteğimizi geri çevirmeyip kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

A&Y: Biz de teşekkür ederiz.

Öncelikle kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Yani bilişim dünyasının dışındaki sizi tanımak istiyoruz. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

A: 1998’den beri interaktif tasarım ve interaktif pazarlama sektöründeyim. Tasarım, uygulama, strateji geliştirme ve müşteri yönetimi bölümlerinde çalıştım. 2003-2007 arasında Dreambox’ta yeni mecra bölümünü yönettim. Bir dönem de PC Net dergisinde yaklaşık 2 sene süresince Photoshop ve Flash programları ile ilgili yazılarım yayımlandı.

2001 yılından beri, kişisel olarak tasarım ve reklam üzerine topluluk ve blog siteleri kuruyorum. Türkiye’nin bilgisayar grafikleriyle ilgili ilk sitesi Cgbug.com’un kurucusuyum. Şu anda yayında olan sitelerim: bigumigu.com, hintkumasi.com ve ohadiyorum.com.

Bigumigu.com ile 2006 yılında Altın Örümcek’te ikincilik, Dreambox ekibi ile 2007 yılında Interactive Media Awards’ta birincilik ve bu ay Blog Ödülleri’nde topluluk blogları kategorisinde 2.lik ödülü kazandık. Marketingist 2007’de “Blogging Pazarlamanın Neresinde?” panelinde konuşmacı oldum. 2007 Ekim ayında Anadolu Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Fakültesi’nde bir workshop ve arkasından da Mynet Web School’da İnternette Yaratıcı Trendler dersinde Alternatif İnternet Reklamları hakkında uzuuun bir konuşma yaptım.

Y: Malatya’da doğdum. Liseyi bitirene kadar da oradaydım. Bilkent iktisat’ı bitirirken bir yandan da öyküler yazıp üniversitenin edebiyat dergisinde çalıştım. Çevirmenlik (F1 Racing), operatörlük (Internet Bazaar) ve yazarlık (Agora) yaparak kazandığım üç beş kuruşla en son model elektronik aletler aldım. Mezun olduktan sonra çalışmak için İstanbul’a geldim. Bu arada Ölümsüzler adlı antolojide ilk öyküm ‘Mavi Düğme’ yayımlandı.

4 yıl çalıştığım RPM/Radar’da müşteri ilişkilerindeyken Aygül’le birlikte Bigumigu.com adlı reklam/tasarım blogunu hayata geçirdik. Bir interaktif ajansta kısa süren yöneticilik deneyiminin ardından şu anda PhonoClick adlı bilişim teknolojileri şirketinde müşteri ilişkileri yönetmeni olarak çalışıyorum. Yakın zamanda Aygül’le birlikte Blog Konferansı 2008’de Bigumigu’nun hikayesini anlatan bir konuşma yaptık.

Bilgisayarla ilk olarak nasıl tanıştınız? İlk kullanım zamanlarınızda en çok ne yaparak vakit geçirirdiniz?

A: Eskilerde Z-Spectrum vardı evde, az buz onla haşır neşir oldum. Ama asıl ilgilenmem Windows 95 ile internette Outlaws oyunu oynamam ile başladı. Sabahlara kadar kovboyculuk oynadığımı ve hatta bu yüzden okulda bir çok sınavı kaçırdığımı bilirim 🙂

Y: Bilgisayarla Commodore VC-20 ile tanıştım. C-64’ten bile eski bir modeldi. Sonra C-64’le bol bol vakit geçirdim. Basic’te -o zamanın tüm veletleri gibi- basit programlar yazdım. Sonra 1992’de ilk pc’mi alana kadar babamın iş yerindeki 286 işlemcili IBM’de DOS’la uğraştım. Windows 95’le ve internetle birlikte birden her şey çok hızlandı ve bugüne geldik.

Bilgisayarda ilk kullanım zamanlarımda en çok vakti oyun oynayarak geçirdim.

Blog yazmaya başlamadan önceki internet yaşamınızdan bahsedebilir misiniz ?

A: Zamanında Superonline IRV chat, MSN Zone Outlaws serverı ve bildirgec.org tüm internet yaşamımdı diyebilirim. A tabi bir de unutmadan zamanında ICQ vardı 🙂

Y: Blog yazmaya başlamadan önce internette sosyal anlamda çeşitli forumlarda yazıyordum.

Blog yazma fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl başladınız?

A: Şunu gördün mü bunu gördün mü diye insanları taciz etmek yerine bunları bir yerde toplamanın en pratik olduğu fikri ile çıktı. Evde oturup el işi yapmak yerine, el emeği göznuru ile siteler açmak gibi bir heyecanım var.

Y: Geveze bir insan olarak sürekli bir şeyler söylemeyi çok severim. Kendi blogumu yazmaya böyle doğal bir ‘açık günlük’ projesi olarak başladım. Bigumigu ise başkalarına aktarmaktan hoşlandığım tespit ve düşünceleri paylaşmak, başka zeki insanların görüşlerini öğrenmek ve topluca ilham almak amacıyla kuruldu.

Blogunuza verdiğiniz isim nereden geliyor? Bize biraz blogunuzdan bahsedebilir misiniz?

A: Projelerimizin isimlerini genellikle ben koyarım ve serbest çağrışım yönteminden de şaşmam. Bigumigu da benim bu projenin tasarımını oluştururken aklıma gelen bir kelimeydi.

Blogunuza ne kadar vakit ayırıyorsunuz? Bunu yeterli görüyor musunuz?

A: İş sıklığı nedeni ile bu aralar çok az. Yalçın ilgilendiği için şu an bana gerek kalmıyor ama onun üzerindeki bu yükü hafifletmek istiyorum.

Y: Her gün ortalama 2 saat. Arttığı oluyor.

Blogunuzu incelediğimizde gerçekten özgün bir içeriğe sahip paylaşımcı bir blog olduğunu görüyoruz.  Belirli bir çizginiz var, bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?

Y: Bigumigu’nun özgün içeriğinin sürekli olabilmesi için editörlük ve moderasyon işini bizzat yürütüyorum. 3 yıl boyunca özgün ve güncel içerik verdikten sonra 1 hafta kötü içerik olursa ilgi kayboluyor çünkü. Günlük içerikli blog yazmanın bir handikapı bu sanırım.

Blog yazmak için kendinizi zorunlu hissettiğiniz oluyor mu? Yoksa hala ilk günlerdeki gibi eğlenceli bir uğraş olarak mı görüyorsunuz?

Y: Genellikle eğlenceli. Yoksa 3.000’den fazla üyesi olan bir toplulukla uğraşmak istemez sanırım insan. Zorunluluk hissettiğim de oluyor.

Blogunuzun dışında başka zaman harcadığınız projeleriniz var mı ?

A: Hintkumasi.com adlı bir projem var. Yaratıcı kişilere yönelik, portfolyolarını sergileyebildikleri bir insan kaynakları sitesi. Ayrıca ohadiyorum.com adlı blogumda da birbirine benzer işleri yayınlıyorum.

Y: Şu anda hazırlık aşamasında olan bir projem var. Onun dışında öykü yazmaya devam etmek istiyorum.

Türkçe içerikli bloglarla yabancı dillerdeki bloglar arasında sizce farklılıklar var mı? Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?

Y: Benim tespit ettiğim temel bir fark yok. İngilizce olanlarda da, Türkçe olanlarda da nefis içerikler de var, çöpler de var.

Bloglar özellikle son dönemde yüksek okuyucu sayılarına ulaştılar. Bloglar medyaya alternatif olabilir mi? Medya gibi gündem oluşturacak güce sahip olabilirler mi?

A: Bu konuyla ilgili Blog Konferansı’nda Zeynep Özata’nın sunumunda söylediği (ve blogunda da yayınladığı) veriler aslında blogların gün geçtikçe güven kaybettiği yönünde [http://zeynepozata.wordpress.com/2008/05/12/bloglar-ve-pazarlama-2/]. Öte yandan çok farklı nişlere yönelik başka başka sosyal ağlar nasıl her geçen gün gelişiyorsa, farklı grupların takip ettiği medyalar da çoğalacak.

Eminim bir çok blog yazarını takip ediyorsunuz ama şu an aklınıza gelen takip ettiğiniz bloglar hangileri?

A: blog gezmeye vakit kalmıyor işler yüzünden ama en kötü zamanda bile takip ettiğim elmaaltshift.blogspot.com’dur.

Y: elmaaltshift.blogspot.com, selimtuncer.blogspot.com, antifit.com, arabolge.org, dugumkume.org, etrafta.com, webrazzi.com, ve daha bir çoğu…

Son olarak blog hayatına henüz başlamamış yada yeni yeni yazmaya başlayan yada yazan ama istediği okuyucu kitlesini bir türlü elde edemeyen blog yazarlarına/adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?

Y: Neden blog yazdıklarını düşünsünler. Günlük tutmak isteyen birinin gerçekten binlerce ziyaretçiye ihtiyacı var mı? Ya da çok spesifik bir konu hakkında yazan bir blogcunun konudan habersiz kişilerin yorumlarına yanıt vermek zorunda kalması iyi bir şey mi? Çok ziyaretçi değil, nitelikli ziyaretçi peşinde koşsunlar. Türkçe’yi sonradan öğrenmiş gibi ya da ilkokul terk gibi değil de gerçekten doğal bir içgüdü olarak güzel kullansınlar. Dil ve anlam bütünlüğü güzel içerikle birleşinc,e blog kendine bağlıyor okuyucuları.

Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederek, röportajımızın sonuna geldiğimizi üzülerek de olsa söylemek zorundayım. Gerçekten çok güzel bir sohbet oldu. Başarılarınızın devamını diliyorum.

A&Y: Teşekkür ederiz. Bize farklı konularda ulaşmak isteyen okuyucularınız aygul@bigumigu.com ve yalcin@bigumigu.com adreslerinden ulaşabilirler.

Aygül Pembecioğlu ve Yalçın Pembecioğlu’ nun bloguna http://www.bigumigu.com/ adresinden erişebilirsiniz. Diğer blogları ise www.hintkumasi.com ve www.ohadiyorum.com

Yorum yapın

Blog yazarlarıyla röportaj: Bigumigu” üzerine 5 yorum

  1. Hi

    As newly registered user i just want to say hello to everyone else who uses this board 😎

  2. Sanırım ilk yorum bana ait. Öncelikle Bu tarz Blog yazarları ile yapılan Röportajları herzaman desteklerim. Bence insanların sosyalleşmeleri için Sohbet siteleri gibi online iletişimler değil de, Blog yazarak diğer blogcular ile kaliteli sohbetler kurmak daha mantıklı gibime geliyor.

    Bakalım bizimle Röportaj yapmak isteyen çıkacak mı ilerki zamanlar da 🙂