Bu günkü röportajımız kendisini belirli bir konuya odaklamış olan bloglardan biri, Çin Günlüğü. Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz bir ülke olan Çin’le ilgili bilgilere sahip olmak için Çin günlüğü blogunu mutlaka okumalısınız. İstanbul Üniversitesi muhasebe bölümü öğrencisi olan “ŞEN” sorularımıza içtenlikle cevaplar vererek tecrübelerini bizimle paylaştı. Ayrıca Çin Günlüğü, blog ödülleri 2008‘ de İş dünyası kategorisinde 2. oldu.
Her zamanki gibi çok keyifli bir sohbet oldu sizlerinde sıkılmadan okuyacağınızı düşünüyorum.
Sözü fazla uzatmadan röportaja geçelim isterseniz.Hoş geldiniz, röportaj isteğimizi geri çevirmeyip kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim, PDF dergiye de başarılar dilerim
Öncelikle kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Yani bilişim dünyasının dışındaki sizi tanımak istiyoruz. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz ?
İstanbul Üniversitesi muhasebe bölümü 2. sınıfında okuyorum, dış ticaret ile uğraşıyorum, Çin ile doğal olarak ilgileniyorum. Blog yazma dışında hobi olarak atletizm ile uğraşıyorum.
Çin adını son zamanlarda daha sık duyduğumuz bir ülke. Bilgisayarla ilk olarak nasıl tanıştınız? İlk kullanım zamanlarınızda en çok ne yaparak vakit geçirirdiniz?
Dayımın ofisinde tanışmıştım, Windows 95 öğretmeye çalışıyorlardı bana ama ben o zamanlar oyun oynamayı daha çok seviyordum. 4 senedir oynamıyorum.
Bende sizin gibi ilk kullanım zamanlarımda büyük vaktimi oyunlarla geçiriyordum. Blog yazmaya başlamadan önceki internet yaşamınızdan bahsedebilir misiniz ?
Mail ve haber okumak olarak özetleyebilirim, msn pek girmezdim.
Blog yazma fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl başladınız?
Blog özenti ile başladı, California Üniversitesinden bir profesöre özenerek blog açtım, ama yazmıyordum. www.omerenis.wordpress.com bana sana blog açalım blog yaz demesi ile önceden açılmış olan bloguma yazmaya başladım. Aklımda 2 konu hakkında yazmak vardı ya ekonomi yada Çin hakkında yazacaktım, başlarda hem ekonomi hem de Çin hakkında yazsam da sonradan sadece Çin’i yazmaya başladım.
Blogunuza verdiğiniz isim sanırım içeriğinden dolayı geliyor. Bize biraz blogunuzdan bahsedebilir misiniz?
Çin hakkında yazdığım için Çin günlüğü olarak adlandırıyoruz ama önceden ceoyavuz olarak çok yazdım, ceovavuz da ilerde olmak istediğim ünvanı adımın önüne koymuştum. Ceo Yöneticilerin yöneticisi demek..
Blogunuza ne kadar vakit ayırıyorsunuz? Bunu yeterli görüyor musunuz?
Bu gününe göre değişiyor, iş yoğunluğuna göre bunu dengeliyorum, ama ortalama 2 – 3 saat diye düşünüyorum.
Blogunuzu incelediğimizde gerçekten özgün bir içeriğe sahip paylaşımcı bir blog olduğunu görüyoruz. Belirli bir çizginiz var, bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?
Bu konuda çok eksik var, Çin hakkında çok kısıtlı bilgi var. Çin-Türk ilişkileri yeni yeni geliştiğinden Çin hakkında yayınlar hızla gelişiyor ama ben yazmaya başladığımda Türkçe – Çince sözlük yoktu şuan da var denilemez. İlişkilerin gelişmesi ile daha çok Çin hakkında yazanlar ve yayınlar görebileceğiz…
Blog yazmak için kendinizi zorunlu hissettiğiniz oluyor mu? Yoksa hala ilk günlerdeki gibi eğlenceli bir uğraş olarak mı görüyorsunuz?
Hala daha eğlenceli bir uğraş ama her gün yazmaya özen gösteriyorum.
Blogunuzun dışında başka zaman harcadığınız projeleriniz var mı ?
Yakında açıklayacağım bir B2B sitesi var, birde Çin ile ticaret yapan iş adamlarını yada yapmak isteyenler ile bir buluşmayı düşünüyoruz. Yakında gerekli açıklamaları da blogdan duyurusunu yapacağım.
Türkçe içerikli bloglarla yabancı dillerdeki bloglar arasında sizce farklılıklar var mı? Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?
Yabancı bloglar ile ilgili en büyük fark, yabancı blogların bloglarından bağış toplaması ama Türk bloglarında buna rastlayamıyoruz. Türk blogların bu konuda büyük fedakarlık yaptığını düşünüyorum. Birde Amerika’da blogculuk meslek Türkiye de henüz bu seviyeye ulaşmadı şimdilik. Çin’de de bloglar önemli yeri var. Henüz o seviyeye gelmedi Türk blogları.
Bloglar özellikle son dönemde yüksek okuyucu sayılarına ulaştılar. Bloglar medyaya alternatif olabilir mi? Medya gibi gündem oluşturacak güce sahip olabilirler mi?
Tüm dünya bu yönde ilerliyor, neden olmasın. Blogcular, basından daha çok araştırıyorlar gördüklerini yazıyorlar. Basın oturduğu yerden haber yaparken, blogcular bildiklerini, gördüklerini yazıyorlar.
Eminim bir çok blog yazarını takip ediyorsunuz ama şu an aklınıza gelen takip ettiğiniz bloglar hangileri?
Eminimsi, sunipeyk ,GTİ, cisday, wolkanca, nahnu, ömer enis, selcuk hoca, hakkı ceylan, mavi nefes, ali ve sitesi, idris cin , uğur samsa şuan aklıma gelenler.
Son olarak blog hayatına henüz başlamamış yada yeni yeni yazmaya başlayan yada yazan ama istediği okuyucu kitlesini bir türlü elde edemeyen blog yazarlarına/adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Blogun kalitesini bozmandan bir konuya bağlı kalarak sabırla yazmaları.
Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederek, röportajımızın sonuna geldiğimizi üzülerek de olsa söylemek zorundayım. Gerçekten çok güzel bir sohbet oldu. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Teşekkür ederim, PDF dergiye de başarılar dileriz.
Çin günlüğüne http://www.cingunlugu.com/ adresinden erişebilirsiniz.
harıka harıka 😀