Site icon pdfdergi

Blog yazarlarıyla röportaj: jiklet

Bu günkü blog yazarı konuğumuz Jiklet.com blogunun yöneticisi Burak Kaynak. Jiklet’ in yanısıra birçok bloga sahip olan Kaynak, Jiklet ile, 2008 blog ödülleri Kültür Sanat Kategorisinde 2. oldu.

Sorularımıza içtenlikle ve tüm samimiyetiyle cevap veren Kaynak, yeni fikirler ve projeler konusunda çok istekli ve bir süre sonra bu konu üzerine İstanbul’ da bir ofis açmayı planlıyor.

Kendisine başarılar diliyoruz ve hemen sözü uzatmadan sizi röportajla baş başa bırakmak istiyorum.

Hoş geldiniz, röportaj isteğimizi geri çevirmeyip kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

Ne demek! İlginiz için asıl ben teşekkür ederim.

Öncelikle kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Yani bilişim dünyasının dışındaki sizi tanımak istiyoruz. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Burak Kaynak, 25 yaşındayım. Kanada ve Türkiye’de Reklamcılık – Görsel İletişim Tasarım ana dallarında eğitim aldım. Yılın belli zamanları Toronto, belli zamanlarında İstanbul’da yaşıyor, bireysel ya da kurumsal projeler üreterek hayatıma devam ediyorum. Yani aslında reklamcıyım, ama bazen bunu tanımlamak daha zor olabiliyor. Çünkü yetmiyor, daha fazla deniyorum. Gözlemliyorum, farkına varıp, kurguluyorum. Bunların bazılarını firmalara satıyor, bazılarına da kendim sahip çıkıyorum.

Yeni bir fikre sahip çıkmayı ve onu harekete geçirmeye bayılıyorum. Daha fazla üretebilmek, daha iyi sebepler yaratarak var olmak hoşuma gidiyor. Tabi bazen zaman yetmiyor! 2008 sonlarına doğru Türkiye’de yaratıcı bireylerin ilgisini çekecek bir Stüdyo açmayı planlıyorum. Amacım; devamlı yeni fikirler ve projeler yaratmak.

Çok güzel planlarınız var. Aslında imkanı kısıtlı olanların elinden tutmak ve fikirlerine sahip çıkmak çok güzel bir düşünce. Umarım hayalinizi gerçekleştirebilirsiniz. Bilgisayarla ilk olarak nasıl tanıştınız? İlk kullanım zamanlarınızda en çok ne yaparak vakit geçirirdiniz?

Aslında çok bilinçli bir dönem olduğunu söyleyemem. Fakat Amiga 500 ile oyun oynayarak başlayıp, sonrasında imkânlar doğrultusunda farklı işletim sistemlerinin evlerimize girmesine kadar ki dönemden hep haberdardım. İlk olarak bol bol oyun oynuyordum, sonra Internet’in hayatımıza girişiyle Chat yapmaktan keyif almaya başlayıp, sanal dünya ile etkileşime girmeye başladım.

Evet bende ilk olarak Amiga 500 ile tanışmıştım. (sadece oyun amaçlı atarileri saymazsak) Kuzey ve Güney savaşı vardı çok eğlenirdik :)) Blog yazmaya başlamadan önceki internet yaşamınızdan bahsedebilir misiniz?

Blog yazmaya başlamadan önce, tasarım ve stratejik anlamda internet yaşamına katkım oluyordu. Firmalar için web site tasarımları, ortak portal yönetimleri ve ufak kişisel projeler üretiyordum. Yani internet’i daha üretken kullanmaya bloglar ortaya çıkmadan zaten başlamıştım.

Çok güzel, Peki Blog yazma fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl başladınız?

Türkiye’de Blog kavramı daha yeni değer kazanmasına rağmen, yurt dışında oldukça popüler bir kavramdı. Bunu gözlemlemek çok zor olmadı tabii. Ama kişisel blog oluşturmak benim için sıkıcıydı. Bu yüzden kendi alanımda bir blog açmaya karar verdim ve ilk olarak; Adkritik.com ile reklam ve pazarlama konulu bir blog açmış bulundum. Sonra Cinfikrim.com, Jiklet.com, Birkitap.com vb. gibi birçok blog fikri ortaya çıkardım. Türkçe içerikli blog hazırlamak ve benzer içerikte farklı blogların artmasıyla çok keyifli bir paylaşım süreci başladı diyebilirim. Şimdi farklı konularda birçok blog projem mevcut.

Diğer bloglarınızı da daha önceden en az bir kez ziyaret ettiğimi söylemem gerekiyor, ama Jiklet.com u yeni duydum sayılır. Blogunuza verdiğiniz isim nereden geliyor? Bize biraz blogunuzdan bahsedebilir misiniz?

Jiklet, kendi markalarımdan biri. İlk olarak blog haliyle kullanıcılarla tanışmasını istedim. O yüzden Jiklet.com adresinde hayata geçirildi.Yakın zamanda İstanbul’da büyük bir stüdyo’ya yerleşecek ve hem basılı hem de interaktif anlamda farklı işlere imza atmasını hedefliyorum. İsmi neden Jiklet? Çünkü aslında hızlı tüketilen ama etkili bir mecra olduğu için. İçeriğinde gündelik hayatta karşınıza çok çıkmayan farklı fikir ve tasarımlar var. En önemlisi Yaratıcılık var

Anladım. Blogunuza ne kadar vakit ayırıyorsunuz? Bunu yeterli görüyor musunuz?

Jiklet.com’un varlığı aslında artık kişisel değil. Ekibimizde farklı disiplinlerde fikirler üreten insanlar var ve her geçen gün destek artıyor. Fakat günümüzün en büyük sorunu “bolluk”. Seçici ve gerçekten ilham veren başlıklar oluşturmaya çalışıyoruz. Bu yüzden aslında ayırdığımız vakit fazlasıyla yeterli diyorum.

Blogunuzu incelediğimizde gerçekten özgün bir içeriğe sahip paylaşımcı bir blog olduğunu görüyoruz. Belirli bir çizginiz var, bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?

Jiklet, takipçilerine daha çok ilham vermeyi amaçlıyor. Dünya genelinde gözlemler yaparak bunları paylaşıyor. İçinde yaratıcılık olan her kategoride özel haberler yapmayı seviyor. Bu da bizi keyiflendiriyor. Takipçilerimiz de keyif alıyorsa, her şey daha da iyi olacak demektir.

Jiklet

Gerçektende bir çok blog da gördüğümüz içerikten daha farklı şeyler var blogunuzda. Blog yazmak için kendinizi zorunlu hissettiğiniz oluyor mu? Yoksa hala ilk günlerdeki gibi eğlenceli bir uğraş olarak mı görüyorsunuz?

Blog yazmak kadar takip edildiğini bilmek de çok keyifli. Bu aslında bir zorunluluk yaratıyor. Ama daha çok öğrenmeye ve paylaşmaya yönlendiren bir zorunluluk. Farkına vardıklarınız somut bir şekilde blogda yer alıyor. Ama şu var ki; her şey daha yeni başlıyor…

Blogunuzun dışında başka zaman harcadığınız projeleriniz var mı?

Tabii ki! Web-Projeleri üretiyorum, fotoğraf ve video ile ilgiliyim. Görsel ve işitsel projeler üretiyorum. Bunlardan bazılarını www.burakkaynak.com adresinde bulabilirsiniz.

Türkçe içerikli bloglarla yabancı dillerdeki bloglar arasında sizce farklılıklar var mı? Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?

Teknik anlamda fark yok gibi durabilir, ama buna sebep olan; eş zamanlı gözlemlenen web-trendleridir. Teknik anlamda yeterlilik fazlasıyla mevcut hatta Türkçe blog servisi sağlayan firmaların başarılı yönetimi sayesinde, artık ülkemizde daha çok blog yazanla karşılaşabiliyoruz. Bunun dışında her şey içerikte bitiyor. Zaten kaliteli bir içerik hemen fark ediliyor. İsteseniz de saklanamıyorsunuz. Birileri sizin farkınıza varıyor. Benim de farkına vardığım ve takip etmeye devam edeceğim harika Türkçe bloglar mevcut. Yenileri de eklenecek. Eminim bu işi severek yapanlar zaten istedikleri ilgiyi görecekler.

İçerik kalitesininde giderek artacağını düşünüyorum. Bloglar özellikle son dönemde yüksek okuyucu sayılarına ulaştılar. Bloglar medyaya alternatif olabilir mi? Medya gibi gündem oluşturacak güce sahip olabilirler mi?

Bloglar medya’da üstün bir yere sahipler. Ama bu birden bire olan bir etki de değil. Zamanla güçlendi, paylaştıkça şekillendi ve yeni fikirlerle besleniyorlar. Yeni ve hızlı uygulamalar gelişiyor ve hemen bloglar buna ev sahipliği yapıyorlar. Ama samimi düşüncemi sorarsanız; herkes blog sahibi olabilse de, medya gibi güce sahip olan belli başlı bloglar olacaktır. Lakin herkesin onlardan biri olabilme şansı var.

Eminim birçok blog yazarını takip ediyorsunuz ama şu an aklınıza gelen takip ettiğiniz bloglar hangileri?

Kesinlikle çok fazlalar. Varlıklarından memnun olduğum birkaç blog;

dugumkume.org / we-make-money-not-art.com / farketing.com / selimtuncer.blogspot.com

/ nahnu.org / marketallica.com/ siberkultur.com/ yenibu.com / cemhas.com / reclamlar.blogspot.com

Son olarak blog hayatına henüz başlamamış ya da yeni yeni yazmaya başlayan ya da yazan ama istediği okuyucu kitlesini bir türlü elde edemeyen blog yazarlarına/adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?

Bence kesinlikle basit düşünmeleri gerekli. Çünkü karmaşık olanı basitleşip, ona kimlik katmak zorunda kalacaklar. Hangi konuda yazarlarsa daha faydalı ve etkili olabileceklerini fark etmeliler. Birey kendi gücünün farkında olmalı, herkes kendi tutkusunu bulmalı ve bununla ilgili bir blog açmalı. Sonra karşılığı gelecektir.

Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederek, röportajımızın sonuna geldiğimizi üzülerek de olsa söylemek zorundayım. Gerçekten çok güzel bir sohbet oldu. Başarılarınızın devamını diliyorum.

Ben teşekkür ederim. Umarım pdfdergi okurlarına katkı sağlayacak bir söyleşi olmuştur.

Jiklet bloguna jiklet.com adresinden erişebilirsiniz.

Exit mobile version