Blog yazarlarıyla yaptığımız röportajlar serisi devam ediyor. Konuğumuz ise bir çok web sörfçünün yakından tanıdığı bir blog olan bilgiservisim
Blog yazarının şikayetçi olduğu konular var. Biri, bloga çok vakit harcamasından dolayı bir çok şeyden feragat etmek zorunda kalması ve diğeri de blogda geri dönüşlerin bir teşekkür etmek yerine ahlaksızca savrulan küfür ve benzerleri… Aslında her ikisi de bir çok blogcunun başına gelen bir durum… Hele youtube’ a eklenen videolara yapılan yorumlara baktığımızda küfürden başka bir şey göremiyoruz.
Her neyse, sözü fazla uzatmadan yaptığımız röportaja geçelim isterseniz.
Hoş geldiniz, röportaj isteğimizi geri çevirmeyip kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.
Böyle bir çalışmada bizleride düşündüğünüz için ben teşekkür ederim.
Öncelikle kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Yani bilişim dünyasının dışındaki sizi tanımak istiyoruz. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
İstanbul’da oturuyorum, bir bilişim şirketinde çalışıyorum, günümün çoğu işte ve blog yazarken geçiyor, artık biraz sıkılıyor gibiyim, nedenine gelince blogda o kadar zaman geçirmeye başladım ki kendimi ve eşimi unutuyorum, zaten hayat kısa birde üstüne o kadar emek verdikten sonra blogda geri dönüşün küfür olarak gelmesi, üzüntü veriyor insana…
Kesinlikle haklısınız. Onca emeğin karşılığı ahlakdışı davranışlar olmamalı. Ama bunu yapan kişiler çok fazla değil. Peki bilgisayarla ilk olarak nasıl tanıştınız? İlk kullanım zamanlarınızda en çok ne yaparak vakit geçirirdiniz?
92’ senesinde bilgisayar kurslarına gitmiştim ilk tanışmam orda oldu, küçük bir sehirde olduğumuz için öyle her evde bir bilgiyasar günleri oldukça lükstü bizim için. Daha sonra 96’ senesine kadar yine karşılaşamadık pek fazla bilgisayar arkadaşımla .) 96’da bir kez daha bilgisayar kursuna gittikten sonra 97’de bir web tasarım şirketine girdim. Sonrasında bilgisayar ve internet hayatımızın vazgeçilmezi arasında oldu.
97’ yılında tanıştığım internetle, birçok web sayfası yaparak yada yardımlarda bulunarak bende internet havuzuna biraz su kattım.
Web dünyasında çok yeni sayılmazsınız hatta eskilerdensiniz bile diyebiliriz. Peki Blog yazma fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl başladınız?
Blogtan önce web sayfalarım vardı ancak dinamik olmadığından çok sıkıntı çekiyordum güncelleme aşamalarında. Blog yazma fikrini bir arkaşadımdan aldım saolsun, joomla’dan bahsetmişti, bende biraz araştırmalarla wordpress’le tanıştım ardından da blog dünyasına adım attım.
WordPress blogcuların olmazsa olmazı gibi 🙂 Blogunuza verdiğiniz isim nereden geliyor? Bize biraz blogunuzdan bahsedebilir misiniz?
Blog yazmadan önce epey bir araştırma yapmıştım hangi isimle yazacağım hakkında; bir bilgi sitesi olmasını düşlemiştim ardından bu isimle yazmaya başladım.
Blogunuz çok sık güncelleniyor. Blogunuza ne kadar vakit ayırıyorsunuz? Bunu yeterli görüyor musunuz?
Günde 4-5 saatten fazla zaman ayırıyorum, bir blog sitesi için yeterli görüyorum ama dediğim gibi bunun karşılığının küfür ve kendini bilmezlerle tartışmak olunca bu zamana bazen acımıyor değilim. Hayat bu kadar uzun mu ki günde 4-5 saat bilgisayar karşısındayım.
Blog yazmak için kendinizi zorunlu hissettiğiniz oluyor mu? Yoksa hala ilk günlerdeki gibi eğlenceli bir uğraş olarak mı görüyorsunuz?
Bazen zorunlu olarak tetiklendiğim oluyor ara sırada eğlenceli olmuyor değil, eğer geri dönüşleri mutlu ediyorsa daha da eğlenceli oluyor.
Evet, bir teşekkür bile insanı motive edebiliyor. Blogunuzun dışında başka zaman harcadığınız projeleriniz var mı ?
Düşüncelerimde birkaç proje bulunuyor ancak araştırmaya zaman ayıramadım için bir türlü hayata geçiremedim.
Türkçe içerikli bloglarla yabancı dillerdeki bloglar arasında sizce farklılıklar var mı? Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?
Türkçe bloglarda kaynak azlığı yüzünden biraz daha kısıtlılık bulunuyor, ancak yabancı bloglarda bu sorun olmadığından daha fazla çeşitlilik bulunuyor.
Bloglar özellikle son dönemde yüksek okuyucu sayılarına ulaştılar. Bloglar medyaya alternatif olabilir mi? Medya gibi gündem oluşturacak güce sahip olabilirler mi?
Evet çok fazla sayıda blog oluşturulmaya başlandı bu da yüksek okuyucu kitlesine ulaşılmasına neden oluyor. Medyaya rakip olacağını düşünmüyorum; nedenine gelince de blogların kişisel olarak ele alınması geliyor. Kurumsallaşma ve yazar sayısının artışıyla belki bir alternatif olabilir.
Eminim bir çok blog yazarını takip ediyorsunuz ama şu an aklınıza gelen takip ettiğiniz bloglar hangileri?
Zamanım elverdiği sürece çok fazla sayıda takip etmeye çalışıyorum, ne kadar çok yazı o kadar çok düşünce değişikliği buluyorsunuz. Takip ettiklerim arasında, bilgiustam, teakolik, teknozat, hafif.org takip etmeye çalışıyorum. Eburhan, dmry ve yakuter bloglarını da bahsetmeden bu bölümü geçmek olmaz diye düşüyorum.
Son olarak blog hayatına henüz başlamamış yada yeni yeni yazmaya başlayan yada yazan ama istediği okuyucu kitlesini bir türlü elde edemeyen blog yazarlarına/adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Her şeyden önce çokca araştırmak diye düşünüyorum. Özelliklede ziyaretçilerin sorularına hoşgörü ve sevgi çercevesinde cevap verilmeli. Güzel ve sade tema ile tertemiz bir Türkçe ile başarılı olunacağına inanıyorum.
Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederek, röportajımızın sonuna geldiğimizi üzülerek de olsa söylemek zorundayım. Gerçekten çok güzel bir sohbet oldu. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Zaman ayırıp bizleri dinlediğiniz için, tekrar ben teşekkür ederim. Saygılarımla
Bilgiservisim isimli bloga http://www.bilgiservisim.com/ adresinden erişebilirsiniz.