Blog yazarları ile yaptığımız röportajlar tüm hızıyla devam ediyor, konuğumuz Volkan Küçük
Hoş geldiniz, röportaj isteğimizi geri çevirmeyip kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim, keyifli geçeceğinden eminim
Öncelikle kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Yani bilişim dünyasının dışındaki sizi tanımak istiyoruz. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
Tabi ki hemen bahsedeyim. Site adından da anlaşılacağı üzere adım Volkan. ’88 Üsküdar doğumluyum.Şu an ailemle beraber yaşıyorum ve onları çok seviyorum.Arkadaşça bir yapım var. Herkesle çok çabuk arkadaş olabiliyorum.
Mesleğim gereği elektronik üzerine uğraşlarım var.
İlkokul yıllarımda iken elektrikli aletler ve elektronik sistemler hep ilgimi çekmişti.Ben de lise yıllarıma geldiğimde meslek olarak elektroniği seçmeye karar verdim.En son elektronik üzerine bir firmada, Teknik Servis kısmında çalışmaktaydım.Maalesef kriz sebebiyle ayrılmak zorunda kaldım oradan.
Şu an hiçbir işte çalışmıyorum..Yakında askerlik görevimi yerine getireceğim. Şimdilik bayağı bir boş vaktim olduğu için zamanımı internet ve blogumla geçiriyorum Kısaca bunlar daha fazlası için : http://www.volkankucuk.org/hakkimda
Bilgisayarla ilk olarak nasıl tanıştınız? İlk kullanım zamanlarınızda en çok ne yaparak vakit geçirirdiniz?
İlk olarak yanlış hatırlamıyorsam 6-7 yaşlarındayken atari salonlarına takılıyordum. ( Şimdi diyeceksiniz ki atari nereden çıktı. Hemen geleceğim bilgisayara devamını okuyun ) O zaman bilgisayar filan yok. Sayılı zengin ailelerin evlerinde Commodore 64 ve o tipte bilgisayarlar var.O senelerde çok büyük oyun merakım vardı.Neyse aradan birkaç sene geçti ve o atari salonuna bilgisayarlar da eklenmeye başladı birkaç tane.Bilgisayarla ilk önemli tanışmam o atari salonunda meydana geldi.Yine aynı sene içerisinde Counter oyunu revaçta.Herkes oynuyor.
İlk gördüğüm Counter o zaman çizgifilm gibiydi.Oyun görüntüsü şimdiye göre çok çok berbat.Beni de sardı Counter merakı ama oynamak için kaç saat bekliyorsunuz. Mevcut bilgisayar sayısı 3 yada 4 tane.Sırada var daha 20-30 kişi.Neyse bilgisayar zaman içerisinde hızlıca yaygınlaşmaya başladı internet cafeler çoğaldı uzun bir süre gittik geldik derken 2005 yılında ben de kendi bilgisayarıma sahip olmuştum.Üniversiteye başlarken aldığım bilgisayarımı hala kullanmaktayım.Tabi orijinal hali ile değil bayağı bir değişiklik oldu içersinde
Bilgisayarımı son 3 senedir oyun vs gibi işlerde değil de, bir şeyler öğrenmek, kendimi geliştirmek ve blogumla uğraşmak için kullanıyorum.
Blog yazmaya başlamadan önceki internet yaşamınızdan bahsedebilir misiniz ?
Üstte yazdığım yazı açıklayıcıdır umarım. Blog yazmaya başlamadan önce internetle pek aram yoktu açıkçası.Ama kısa sürede kendimi bu konuda geliştirdim diyebilirim.
Blog yazma fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl başladınız?
Blog yazma fikri bundan 1 sene kadar öncesine dayanıyor.Daha önce çok defa forum siteleriyle uğraştım. Birçoğu bana ait olmak üzere çeşitli forumlar da adminlik yaptım.İşlerden dolayı artık vakit ayıramıyordum forum sitelerine.Uğraşmak gerekiyordu. Artık forumlarla uğraşmaktan usanmıştım .
Son olarak ne yapabilirim diye dündüm forum yerine. Baktım ki blog denilen icat iyice yaygınlaşıyor ben de geri kalmadım tabi ki İlk olarak free host üzerinde uğraşlarım oldu.6-7 ay kadar orada yazdım, çizdim. Bir sabah uyandım ve bloguma baktım ki kapatılmış. Üzüldüm açıkçası. O kadar emek vermiştim. Ucuz etin yahnisi iyi olmaz derler ya aynı hesap ilk blogum bu yüzden kapatıldı. Aradan birkaç ay geçti sular duruldu ve tekrardan blog yazma ihtiyacım debreşti. Ve bundan 5 ay kadar önce, kendi ismimi taşıyan ilk profesyonel anlamdaki blogumu açmış oldum Site ismi 5 aydır faaliyette ancak, blog 3 aydır hizmette
Blogunuza verdiğiniz isim nereden geliyor? Bize biraz blogunuzdan bahsedebilir misiniz?
Blog ismi tamamen kişisel. Kişiye özel Blogumda genelde günlük yaşantımda neler geçiyorsa yazmaya çalışıyorum. Tanıtımlar yapıyorum. Örnek verecek olursak yeni açılan mağaza, alışveriş merkezleri gibi insanların ihtiyaç duyduğu yerleri tanıtıyorum. Önemli gördüğüm teknoloji ve günlük haberleri yazıyorum.Bazı haberleri kendi yorumumla genel hatlarını bozmadan yazmaya çalışıyorum.Elimden geldiğince “Özgün Bir Blog” olmaya çalışıyorum desem daha doğru olur.
Blogunuza ne kadar vakit ayırıyorsunuz? Bunu yeterli görüyor musunuz?
Günlük şu an için maksimum 4-5 saat. Bence yeterli bir süre günlük olarak.
Blogunuzu incelediğimizde gerçekten özgün bir içeriğe sahip paylaşımcı bir blog olduğunu görüyoruz. Belirli bir çizginiz var, bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?
Evet kesinlikle. Şöyle bir çizgi belirledim kendime az önce de belirttiğim gibi genelde insanların dikkatini çekecek, insanların ihtiyaç duyduğu yazılar yazmaya özen gösteriyorum. Böylece hem günlük ziyaret oranınız yükseliyor, hem de referans olarak gösteriliyorsunuz. Boş içeriklerle zaten ilgilenmiyorum .Magazin olaylarına girmiyorum.Her yaştan insanın keyifle okuyabileceği önemli paylaşımlar yaptığıma inanıyorum.Umarım böyle devam edebilirim.
Blog yazmak için kendinizi zorunlu hissettiğiniz oluyor mu? Yoksa hala ilk günlerdeki gibi eğlenceli bir uğraş olarak mı görüyorsunuz?
Ben blog yazmayı hobi olarak görüyorum. Tamamen keyfi olarak yazıyorum. Zorunluluk söz konusu değil. Bazı bloglarda görüyorum.Örneğin X Blogunun yazarı günlük her yaptığını dakikası dakikasına sanki bir rapor gibi bloguna yazma ihtiyacı duyuyor sanki buna zorunluymuş gibi.Buna ne gerek var anlamıyorum.
Kişinin özel hayatının gizliliği kalmamış bir bakıma.Tasvip etmiyorum tabi ki bu durumu ben.Bu tür blogları okumaktan da açıkçası keyif almıyorum. Kendi blogum da ise mutluluğumu, hüznümü, günlük olarak yaşadığım bazı sendromları yazıyorum. Bunun yanı sıra teknoloji, müzik, video, program, genel ve ıvırzıvır olarak nitelendirdiğim kategorilere ait yazılar yazıyorum.
Blogunuzun dışında başka zaman harcadığınız projeleriniz var mı ?
Blogumda tanıtmak üzere bazı firmaları araştırma mahiyetinde bir projem var.
Türkçe içerikli bloglarla yabancı dillerdeki bloglar arasında sizce farklılıklar var mı? Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?
Aslında yabancı içerikli blogları takip ettiğim söylenemez. Ama arasıra denk geldiğim yabancı webmaster ve kişisel bloglar ile Türkçe webmaster ve kişisel bloglar arasında pek fark olmadığını söyleyebilirim.
Bloglar özellikle son dönemde yüksek okuyucu sayılarına ulaştılar. Bloglar medyaya alternatif olabilir mi? Medya gibi gündem oluşturacak güce sahip olabilirler mi?
Medya derken, medya da kendi içinde ayrılır. Görsel medya ve yazılı medya diye ayrılır. Görsel medyadan bahsediyor olursak eğer, internet ve televizyon medyası her ne kadar içerik olarak aynı olsalar da kulvarları farklı diye düşünüyorum. Her ikisi de farklı bir kitleye hitap ediyor. Kimi insan internetle alakası olmayanlardır ki, bunlar televizyondan takip ederler gündemi. Ben gündemi genelde internetten takip ediyorum. Haberleri internetten okumak daha keyif verici benim için. Ama zannediyorum ki bloglar alternatif olamaz kesinlikle. Çünkü televizyon medyasının takipçisi daha çok. Daha çok kitleye hitap ediyor.
Eminim bir çok blog yazarını takip ediyorsunuz ama şu an aklınıza gelen takip ettiğiniz bloglar hangileri?
En son tanıdığım içerik olarak bana da uyan bir blog:
www.pdfdergi.com
Takip ettiğim diğer bloglar :
http://www.dmry.net/
http://www.h-yaman.com/
http://www.melihguney.com
http://yakuter.com
http://simsiyah1905.blogspot.com/
Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
Son olarak blog hayatına henüz başlamamış yada yeni yeni yazmaya başlayan yada yazan ama istediği okuyucu kitlesini bir türlü elde edemeyen blog yazarlarına/adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Aslında blog hayatında ben de yeniyim. Ama şunu tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki tamamen olabildikleri kadar güncel olsunlar, özgün olsunlar. Çalıntı içerik kullanmamaya dikkat etsinler (copy/paste yapmamak). İnsanların işine yarayacak, dikkatini çekecek yazılar yayınlasınlar. İnanın bunlara uyulduğu sürece blogunuz biryerlere geliyor. Ayrıca hemen bir şeyler olmasını beklemeyin. Emeğinizin karşılığını mutlaka alırsınız. Ne kadar emek verirseniz o kadar yani. Şimdilik söyleyeceklerim bunlar.
Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederek, röportajımızın sonuna geldiğimizi üzülerek de olsa söylemek zorundayım. Gerçekten çok güzel bir sohbet oldu. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Bu kadar çabuk mu yaa. İyi gidiyordu. Asıl ben teşekkür ederim. Keyif verici bir sohbet oldu benim için bir zevkti. Ayrıca tebrik ediyorum, böyle güzel bir düşünceye imza attığınız için. Umarım daha da iyi yerlere gelirsiniz. Teşekkürler pdfdergi.com
Volkan Küçük’ e ait bloga volkankucuk.org adresinden erişebilirsiniz.