Site icon pdfdergi

Üfürükten Prenses ile blog röportajı

Blog yazarları ile yaptığımız röportaj serimiz devam ediyor. Konuğumuz üfürükten prenses. Keyifli bir sohbet oldu, sonuna kadar okuycağınızı umuyorum.

Hoş geldiniz, röportaj isteğimizi geri çevirmeyip kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

[İlgiyle ve nezaketle yaklaşıp bu röportajı yaparak kendimi ifade etme şansı verdiğiniz için ben teşekkür ederim..]

Öncelikle kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Yani bilişim dünyasının dışındaki sizi tanımak istiyoruz. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

[1984 Ankara doğumluyum, İİBF‘de Kamu Yönetimi eğitimi eş zamanlı olarak,Halka İlişkiler eğitimi aldım.Bir dönem bir gsm şirketinde müşteri temsilcisi olarak çalıştım,ardından Kpss çalışmak amacıyla ayrıldım.Kpss bir heyecan olarak hayatımda hala varlığını devam ettirmekle birlikte,yakın zamanda açmayı planladığım istihdam bürosu için bir çalışma içerisindeyim..]

Bilgisayarla ilk olarak nasıl tanıştınız? İlk kullanım zamanlarınızda en çok ne yaparak vakit geçirirdiniz?

[Bilgisayarla tanışmam,1999’da liseye başlamama tekabül eder.Derslerime yardımcı olsun,her evde bilgisyara olmalı,arkadaşların var benim niye yok ki? düşünceleriyle bilgisayar edindim.. interneti olmayan o bilgisayarla film izliyor,oyun oynuyor ve ender de olsa ders(!) çalışıyordum :)]

Blog yazmaya başlamadan önceki internet yaşamınızdan bahsedebilir misiniz ?

[İnternet bağımlısı olarak nitelendirebilecek kitledenim..İnternete girmeden uzun süre duramıyor,sürekli birşeyleri araştırma ve takip etme zorunluluğu hissediyorum.bir dönem her türk gencinin yaşayacağı o sancılı msn sürecini yaşadım ve atlattım 🙂 şimdilerde sadece işim olduğunda kullanılıyorum.internetten müzik indiriyorum,kitap okuyorum,gazete okuyorum,kafamı kurcalayan herşeyi araştırıyorum,interneti seviyorum..]

Blog yazma fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl başladınız?

[Blog yazmaktan ,ziyade “yazma” fikri zaten beynimi sürekli kurcalıyordu.bir arkadaşım blog yazsana fikrini sunduğunda gayet sıcak baktım,bir dönem yazılan blogları(popüler) okudum.çünkü ne yaparsam yapayım istediğim tepkiyi alamazsam mutsuz olacaktım,başarısız bir çalışma içine girmek istemedim.konuşarak insanlara daha fazla işkence çektirmemek için blog yazmanın toplumsal huzura faydalı olacağını düşünerek 20 Ağustos 2008’de ilk yazımı yazdım..]

Blogunuza verdiğiniz isim nereden geliyor? Bize biraz blogunuzdan bahsedebilir misiniz?

[Aslında özel hayatımda geçen bir diyalog neticesinde oluştu.. benim için özel bir insan bana sürekli “prenses” diye hitap ediyordu..ona kızdığım bir vakit,ne prensesi olsam olsam üfürükten prenses olurum dedim.. ve blogun isminide böyle seçtim,dikkat çekici ve ilginç olması adına..

Üfürükten Prenses adlı blogum;isminin zihinde uyandırdığı histen farklı olarak kimilerine göre ‘sığ’ konuları içermiyor..tamamen hayatın bir yansıması,günün getirdiği ,hayatın benim üzerindeki etkilerinin yazıya aktarılanlarını içeriyor..kimi zaman aşk kimi zaman siyaset kimi zaman din ..konu değişebilir değişmeyen tek şey içtenliğimdir..]

Blogunuza ne kadar vakit ayırıyorsunuz? Bunu yeterli görüyor musunuz?

[özellile ayırdığım bir vakit yok,günün uygun olan tüm vakitlerinde blog okumaya,yazmaya veya taslak hazırlamaya vakit ayırıyorum.yeterli olduğunu düşünüyorum,yorumların yayınlanması ve gelen tepkilerin bende bıraktığı etkiler bunların hepsi bloga ayırdığım vakti arttıran unsurlar.]

Blogunuzu incelediğimizde gerçekten özgün bir içeriğe sahip paylaşımcı bir blog olduğunu görüyoruz. Belirli bir çizginiz var, bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?

[özgün olmak benim tek kuralım.. bir gün berbat yazılar yazıyor da olabilirm ama herzaman özgün olacaktır.çizgim bana benzeyen insanları bana yaklaştırmak..bunun üzerine çalışıyorum,belirli bir sosyal olgunluğa erşmiş,hayata dair söylenecek sözü olan,bana birşeyler katabilecek insanlara hitap eden şeyler üretmeye çalışıyorum..en önemlisi bu iş ciddiye alıyorum.]

Blog yazmak için kendinizi zorunlu hissettiğiniz oluyor mu? Yoksa hala ilk günlerdeki gibi eğlenceli bir uğraş olarak mı görüyorsunuz?

[yazmak konusunda istikrar sağlamam gerektiğini düşündüğümde bu durum bir zorunluluk oluşturabiliyor..bu baskı sizi verimsiz yazılara yönlendirebilir,bu sebeple yazmak istemediğim zaman yazmıyorum ancak suçluluk hissediyorum.taip ettiğim blog yazarlarının sıkça yazmasını istediğim için aynı performansı kendimden de bekliyorum,fakat yine de sırf yazmak için yazmıyorum.]

Blogunuzun dışında başka zaman harcadığınız projeleriniz var mı ?

[şu anda tam şekilenmemiş fakat blog dünyasında ilgi uyandıracağını düşündüğüm bir çalışmam var,an itibariyle gizli fakat muhtemel sonuçları açısından etkili olacak..]

Türkçe içerikli bloglarla yabancı dillerdeki bloglar arasında sizce farklılıklar var mı? Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?

[yabancı dillerdeki blogların tek avantajı blog kavramını çok daha erken idrak etmiş olmaları,bunun dışında türkçe içeirkli bloglar ile farkları olduklarını düşünmüyorum.]

Bloglar özellikle son dönemde yüksek okuyucu sayılarına ulaştılar. Bloglar medyaya alternatif olabilir mi? Medya gibi gündem oluşturacak güce sahip olabilirler mi?

[Blogların okuyucu sayılarının artması umut verici,medyaya alternatif olabilir.ancak bu blog yazarlarının ve okuyucunun kalitesiyle ilgili.”okumak” türk toplumuna pek hitap etmeyen bir eylem olduğu için türkiye’de blogların gündem oluşturan bir etkiye ulaşması vakit alacaktır.ancak çok sesli bir medya hayalini kuranlar bloglara destek vermelidir.]

ufurukten prenses

Eminim bir çok blog yazarını takip ediyorsunuz ama şu an aklınıza gelen takip ettiğiniz bloglar hangileri?

[Çok fazla blogu aynı anda takip ettiğim bir gerçek,isim vermeyi uygun bulmasamda içerikleri hakkında bilgi verebilirim.”bugün ne yazmış” merakını bende uyandıran tüm blogların ortak özelliği hergün yeni içerikler üretebilmeleri ve bunu yapay olmadan bana ulaştırabilmeleridir.unutmadan isim vermekten rahatsızlık duymayacağım blogmania editörünü zevkle okuyorum bunu belirtmeden geçemeyeceğim 🙂 ]

Son olarak blog hayatına henüz başlamamış yada yeni yeni yazmaya başlayan yada yazan ama istediği okuyucu kitlesini bir türlü elde edemeyen blog yazarlarına/adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?

[Okuyucu kitlesinin azlığından şikayet eden büyük bir blog yazarı kitlesi var.açıkcası bu serzenişleri saygıyla karşılayamıyorum.insanın bu durumdan şkayetçi olması için yaptığı işin farklı olduğuna inanması gerek,blogumu açtığım ilk ay sadece 3-4 kişi tarafından okunuyor ve bundan bile haz alıyordum..eğer okuyucum artsın düşüncesinde iseniz yazdıklarınızla çıtanızı biraz daha yükseltmeniz gerekiyor,blog yazmak ve bu yolla başarılı olmak bir sabır işi..

blog yazarlarına tavsiyem derleme blog yapmkatan vazgeçmelidir.derleme bloglar blog amacına aykırı,amaçladığımız seviyeyi düşüren çalışmalardır.bir diğer tavsiyemde kullandıklarını dili oldukça sadeleştirip ama samimileştirmeleri..]

Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederek, röportajımızın sonuna geldiğimizi üzülerek de olsa söylemek zorundayım. Gerçekten çok güzel bir sohbet oldu. Başarılarınızın devamını diliyorum.

[Benim için çok keyifliydi,blogum,blog dünyası ve buna diar konular üzerine konuşmak beni mutlu etti.Okuyan herkese teşekkür ediyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum..]

Üfürükten Prensesin günlüğüne www.ufuruktenprenses.blogspot.com adresinden erişebilirsiniz.

Exit mobile version