Site icon pdfdergi

Orhan Orhan ile pcoyunları.org röportajı

Hoş geldiniz, röportaj isteğimizi geri çevirmeyip kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

Ben bu röportaj için sizlere teşekkür ederim.

Öncelikle kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Yani bilişim dünyasının dışındaki sizi tanımak istiyoruz. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Elbette. 1986 Gaziantep doğumluyum. Aslen Şanlıurfa’lıyız. Diyarbakır Dicle Üniversitesi Muhasebe bölümü mezunuyum. Şu anda Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümünü okuyorum. Özel bir şirkette Muhasebecilik yapıyorum. Öyle kitap okumayı felan pek sevmem. Boş zamanlarımda genelde internete takılırım.

Bilgisayarla ilk olarak nasıl tanıştınız? İlk kullanım zamanlarınızda en çok ne yaparak vakit geçirirdiniz?

Bilgisayarla ilk olarak internet cafe’de tanıştım. İlk kez bilgisayarı gören birisi olarak elbette ki internette gezinemezdim. İlk zamanlarda Fifa 2000 oyununu oynardım. O oyundan başka bir şey bilmezdim. İnternet Cafe elemanı gelip açardı ben de oynardım

Blog yazmaya başlamadan önceki internet yaşamınızdan bahsedebilir misiniz ?

Blog yazmaya yeni başladım zaten. Blog yazmadan önce özellikle php dili ile ilgili araştırma yapardım. En çok da Joomla ile uğraşmışımdır. Blog projemden önce birkaç projem oldu ancak kod yazarlığım bulunmadığı için çoğundan vazgeçtim. Şu anda bir blog, bir firma rehberi olmak üzere 2 sitem bulunmaktadır.

Blog yazma fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl başladınız?

Blog yazma fikri uzun zamandan beri düşündüğüm fikirdi. Ancak her zaman çeşitli nedenlerden dolayı vazgeçtim. Vazgeçmemdeki en önemli neden ise kendime güvenemememdi. Bu siteyi de başka bir amaç ile açtım önce ama sonradan kendi kendime neden olmasın dedim ve blog yazmaya karar verdim.

Blogunuza verdiğiniz isim nereden geliyor? Bize biraz blogunuzdan bahsedebilir misiniz?

Bloga verdiğim isim bendim kendi ismim. Biraz ilginç ama ismim ile soy ismim aynı. Blogumda genellikle içimden gelenleri yazmaya gayret ediyorum. Öyle alıntı felan yapmak istemem. İçimden gelmiyorsa zaten blog yazmamın anlamı yok demektir.

Blogunuza ne kadar vakit ayırıyorsunuz? Bunu yeterli görüyor musunuz?

Blogum için günde 3 ila 4 saat vakit ayırabiliyorum. Elbette yeterli değil ancak iş ile aynı anda yapılamayacağı için ancak bu kadar ayırabiliyorum.

Blogunuzu incelediğimizde gerçekten özgün bir içeriğe sahip paylaşımcı bir blog olduğunu görüyoruz. Belirli bir çizginiz var, bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?

Bu konuda benden çok okuyucuların söyledikleri önemlidir. Ama dediğim gibi blogda içimizden geleni yayımlamazsak blog yazmamıza gerek yok.

Blog yazmak için kendinizi zorunlu hissettiğiniz oluyor mu? Yoksa hala ilk günlerdeki gibi eğlenceli bir uğraş olarak mı görüyorsunuz?

Aslında çoğu kişi bloglarını gelir için yazmakta. Blog zevk içindir. Eğlence içindir. Ancak ülkemiz şartlarında herkesin bir gelir beklemesi normal benim gibi

Blogunuzun dışında başka zaman harcadığınız projeleriniz var mı ?

Blog dışında en önemli projem, yapmak istediğim ama imkanlar kısıtlı olduğu için yapamadığım görüntülü reklam. Ne yazık ki ülkemizdeki internet fiyatlarının yüksek olması nedeni ile bu projeyi gerçekleştiremedim. Yurtdışındaki sağlayıcılara da pek güvenemedim açıkçası. O yüzden şimdilik ara verdim.

Türkçe içerikli bloglarla yabancı dillerdeki bloglar arasında sizce farklılıklar var mı? Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?

Aslında fark yok diyebilirim. Çünkü ikisi de blog. Herkesin kendi dilinde yazması kadar normal bir şey yoktur. Ama Google tarafından yapılan bu ayrımcılığı hissedebiliyoruz.

Bloglar özellikle son dönemde yüksek okuyucu sayılarına ulaştılar. Bloglar medyaya alternatif olabilir mi? Medya gibi gündem oluşturacak güce sahip olabilirler mi?

Elbette böyle bir güce sahip olması tüm yazarlarımızın büyük bir isteğidir ancak bu gayet zor bir olay. Çünkü bugün blogumuzu ziyarete gelen yarın gelmiyor. Öyle bir düşünce var insanlarda.

Eminim bir çok blog yazarını takip ediyorsunuz ama şu an aklınıza gelen takip ettiğiniz bloglar hangileri?

Elbette takip ettiğim blog yazarları var ama o kadar da fazla değil. Takip ettiklerim http://www.yakuter.com/, http://aysed.blogspot.com, http://sabunkp.blogspot.com, http://arzununincileri.blogspot.com…vb. Şimdi aklıma gelenler bunlar.

Son olarak blog hayatına henüz başlamamış yada yeni yeni yazmaya başlayan yada yazan ama istediği okuyucu kitlesini bir türlü elde edemeyen blog yazarlarına/adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?

Öncelikle kimsenin yılmasın. Bu dediklerinizin hepsi için geçerlidir. Bunun dışında, kopyala yapıştır yönteminden uzak durmalarını, bütün içeriklerinin kendilerine özgü olmasını tavsiye ederim.

Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederek, röportajımızın sonuna geldiğimizi üzülerek de olsa söylemek zorundayım. Gerçekten çok güzel bir sohbet oldu. Başarılarınızın devamını diliyorum.

Asıl ben bu röportaj için Pdfdergi ekibine ve sizlere teşekkür ederim. İyi günler diliyorum

Orhan Orhan’ ın kişisel bloguna pcoyunlari.org adresinden erişebilirsiniz.

Exit mobile version